YK: Dünyanın Sonu – Bölüm 3: Babalar ve Oğullar

“Yaz bitti. Dağlar yırtıldı, toprak yarıldı, gökyüzü karardı. Hala aptalsınız. Karanlık bir kış kapıda ama bedenleriniz değil alevler titreyecek dört bir yanda. Cücelerin yaptığı zırhları bile eritecek bir ateş yeryüzünü kaplayacak. İşaretleri görmez misiniz? O’nun sözcükleri her yerde duyuluyor. Taşı … Okumaya devam et YK: Dünyanın Sonu – Bölüm 3: Babalar ve Oğullar

YK: Dünyanın Sonu – Bölüm 2: Deliliğe Övgü

Buğday başakları çürüyor; nasıl çürümesin? Krallar birbirlerine savaş açıyor, askerlerini ölüme gönderip cephede birbirlerini boğazlatıyor. Sonra tanrıları ve kralları üzerine yemin etmiş bazı askerler, yoldaşlarını satıp yeminlerini bozup küfre düşüp kaçıyorlar. Gele gele de Aziz Monos’un son istirahâtgahına geliyorlar. Orayı … Okumaya devam et YK: Dünyanın Sonu – Bölüm 2: Deliliğe Övgü

Yüzüklerin Efendisi’nde ‘Siyahilerin Kullanılması’nı Eleştirmek Irkçılık Mıdır?

Elin derdi, bizi yorarken. “The Lord of the Rings: The Rings of Power” dizisinden görseller gelmeye başladı. Haliyle, farklı ten renkleri, tipler falan kullandıkları görününce gene ırkçılık hikayeleri başladı. Bizi pek de ilgilendirmiyor diye düşünüyorum diye başlayayım. Hatta bu konu hakkında bizim ülkede cidden yorum yapılabilecek tek mecra, belki bunun gibi fantastik edebiyat alt-kültür dergileri olmalı belki de. Türkiye’nin sosyal, ekonomik ve siyasal problemlerinin yanında bir dizide kim oynamış.. yani.. ne kadar dert olabilir ki. Dünya’nın covid, çevre, sürekli artan ekonomik eşitsizlik, güçlenen totaliter ülkeler gibi dertleri varken, buna takılmak.. Sonunda ırkçıda olurken.. Önce feministim demek absürt olmaya başladı, sonra … Okumaya devam et Yüzüklerin Efendisi’nde ‘Siyahilerin Kullanılması’nı Eleştirmek Irkçılık Mıdır?

Yatırım Tavsiyesi Değildir – Shirley Jackson/Biz Hep Şatoda Yaşadık

Bu hafta işlerin yoğunluğunun artması dolayısıyla yine bir sesli kitap uygulaması üzerinden soluksuz dinlediğim bir kitabı tanıtmak istiyorum. Çoğumuzun bildiği tepedeki ev isimli kitabıyla gotik edebiyat alanında gönüllere taht kuran Shirley Jackson’ın daha önce hiç duymadığım ama ismini okur okumaz dikkatimi çeken bu kitabını ve korkunç öyküsünü ne kadar översem hakkını verebilirim, bilemiyorum.Açıkçası kitap bittikten sonra yaptığım ufak araştırmada, kitabın patriyarkal cinsiyet rollerini sorgulayan, yer yer alay eden, (tabii en sevdiğim kısım olan) akıl hastalıklarının gösterge ve ilerleyiş şekillerini dibine kadar sorgulayan öyküsünün sadece benim dikkatimi çekmediğini, feminist ve queer teorilerinin de atıf yaptığı bir eser olduğunu farkettim. Tek kelimeyle … Okumaya devam et Yatırım Tavsiyesi Değildir – Shirley Jackson/Biz Hep Şatoda Yaşadık

Zincirsiz Eyteroğul

Ey ahali,  Toplanın! Size gezilerim sırasında bulduğum, benim, senin, belki amcanın ve belki atanın yanından geçtiği bir yiğidi anlatacağım.  Yıllardır bilirsiniz beni, garip şeylere para harcarım. Okumak ve kalem tutmak yaptığım en iyi iş değil elbet; ama kitap günce görünce dayanamam alırım. Elime geçen asker güncelerinde buldum bu toprakların oğlunun bir hikayesini.  İsmini vermedi Dromnej’e ve Anmas’a Demişler adına Eyterli, Eyteroğlu ve Eyteroğul.  Ozan Kino okudu hepsini ve dedi: “Sonuncusu en iyisi” Etrafımızdaki bu çok güçlü devletlerin yitip gitmiş askerlerinin dediklerine göre Eyteroğul, Günbatan dışında kendi kulübesinde tek başına yaşayan bir adammış. Küçük bir tarlası ve üç beş hayvanı ile … Okumaya devam et Zincirsiz Eyteroğul

YK: Dünyanın Sonu – Bölüm 1: Silahlara Veda

Eyterliler mağrur, Eyterlilerin başı yukarda! Nasıl olmasın? Kendilerini yok sayan ve üstüne yok eden bir savaşın, kendi kasabalarında kendi Aldazlarının önünde durdurulduğunu gördüler. Üstelik ne Anmas ne de Dromnej çok da mağrur görünmüyorlardı. Eyterlilere “cömert” ve “karşılıksız” yardımlarını sundular ama … Okumaya devam et YK: Dünyanın Sonu – Bölüm 1: Silahlara Veda