Geç Kalmış Bir Yazı – YK: Dünyanın Sonu: Kişisel Bir İnceleme

Merhaba, okumakta olduğunuz bu yazı, meraklısı için GM gözünden bir inceleme yazısı. Ayrıca toplam 18 oyuncunun katıldığı oyun sonu anketinin çıktılarına da bir pencere açacağım*. En nihayetinde amaç, sonraki YK’ları hazırlayacak GM’ler için olumlu ya da olumsuz birkaç tecrübe paylaşımı … Okumaya devam et Geç Kalmış Bir Yazı – YK: Dünyanın Sonu: Kişisel Bir İnceleme

YK: Dünyanın Sonu – Bölüm 4: Ölü Canlar

“Daha ne kadar burada bekleyeceğiz?” “Bilmiyorum, o yağmur kesilmeden dışarıya bir adım dahi atmam. Nedir bu çektiğimiz? Doğru düzgün yemek yok, dinlenme yo- “Tamam kes sızlanmayı be” Adamlardan birisi sığındıkları mağaranın dışına doğru baktı. Hala hafif çiseliyordu kıvamlı, kırmızı yağmur … Okumaya devam et YK: Dünyanın Sonu – Bölüm 4: Ölü Canlar

YK: Dünyanın Sonu – Bölüm 3: Babalar ve Oğullar

“Yaz bitti. Dağlar yırtıldı, toprak yarıldı, gökyüzü karardı. Hala aptalsınız. Karanlık bir kış kapıda ama bedenleriniz değil alevler titreyecek dört bir yanda. Cücelerin yaptığı zırhları bile eritecek bir ateş yeryüzünü kaplayacak. İşaretleri görmez misiniz? O’nun sözcükleri her yerde duyuluyor. Taşı … Okumaya devam et YK: Dünyanın Sonu – Bölüm 3: Babalar ve Oğullar

YK: Dünyanın Sonu – Bölüm 2: Deliliğe Övgü

Buğday başakları çürüyor; nasıl çürümesin? Krallar birbirlerine savaş açıyor, askerlerini ölüme gönderip cephede birbirlerini boğazlatıyor. Sonra tanrıları ve kralları üzerine yemin etmiş bazı askerler, yoldaşlarını satıp yeminlerini bozup küfre düşüp kaçıyorlar. Gele gele de Aziz Monos’un son istirahâtgahına geliyorlar. Orayı … Okumaya devam et YK: Dünyanın Sonu – Bölüm 2: Deliliğe Övgü

Zincirsiz Eyteroğul

Ey ahali,  Toplanın! Size gezilerim sırasında bulduğum, benim, senin, belki amcanın ve belki atanın yanından geçtiği bir yiğidi anlatacağım.  Yıllardır bilirsiniz beni, garip şeylere para harcarım. Okumak ve kalem tutmak yaptığım en iyi iş değil elbet; ama kitap günce görünce dayanamam alırım. Elime geçen asker güncelerinde buldum bu toprakların oğlunun bir hikayesini.  İsmini vermedi Dromnej’e ve Anmas’a Demişler adına Eyterli, Eyteroğlu ve Eyteroğul.  Ozan Kino okudu hepsini ve dedi: “Sonuncusu en iyisi” Etrafımızdaki bu çok güçlü devletlerin yitip gitmiş askerlerinin dediklerine göre Eyteroğul, Günbatan dışında kendi kulübesinde tek başına yaşayan bir adammış. Küçük bir tarlası ve üç beş hayvanı ile … Okumaya devam et Zincirsiz Eyteroğul

YK: Dünyanın Sonu – Bölüm 1: Silahlara Veda

Eyterliler mağrur, Eyterlilerin başı yukarda! Nasıl olmasın? Kendilerini yok sayan ve üstüne yok eden bir savaşın, kendi kasabalarında kendi Aldazlarının önünde durdurulduğunu gördüler. Üstelik ne Anmas ne de Dromnej çok da mağrur görünmüyorlardı. Eyterlilere “cömert” ve “karşılıksız” yardımlarını sundular ama … Okumaya devam et YK: Dünyanın Sonu – Bölüm 1: Silahlara Veda