“Tüm kişisel verilerinizin ve algılanan dünyayı silmek istediğinize emin misiniz? Bu işlem sonucunda oluşturulan tüm zekâ toplamı silinecek ve karakter yapısı kaybolacaktır.
Giriş
Onaylıyor musunuz?“
Efe Elmastaş’ın yazdığı, Selly’nin Gözyaşları isimli Fankit’i hakkında yazacağım. Kendim şahsen çok inceleme yapmış ya da yazmış birisi değilim. Dolayısıyla bu yazı, incelemeden öte bir nevi 3 kere okuduğum şey hakkında neler düşündüğüm üzerine olacak.
Öncelikle, Fanzin nedir? Fanzin, İngilizce olan “Fanatic” ve “Magazine” kelimelerinin birleşiminden türemiş, finansal kaynaklardan ve hiyerarşik yapılardan uzak alternatif bir basılı yayın. Fankit ise bunun aynısının 30-40 sayfa uzunluğunda, tek bir konu üstüne olan, bir nevi kitap hali.
Efe’nin eline, kalemine sağlık bir başlamış ki yazmaya, hikaye 74.sayfada son buluyor. Eseri ise Selly’nin Gözyaşları isimli bir bilimkurgu hikayesi.
Hikayeyi bozmadan, bir nevi arka kapak tanıtımı havasında yazacak olursam eğer, eser şunun üzerine:
Robotikteki muazzam gelişmelerin ardından kaçınılmaz şekilde bir gün yüzleşeceğimizi bildiğimiz insan-robot ilişkileri aracılığı ile gelecekteki toplumun çok daha samimi ve gerçekçi bir eleştirisi.
Hikaye, SellyP4 isimli bir robot modeli ile ana kahramanımız arasında geçiyor. Macera ve koşturmaca ya da diyaloglardan ziyade, kitabın büyük kısmı ana karakterimiz Gökhan’ın monologları ile sürüyor, gelecekteki Türkiye’yi, sıradan bir beyaz yaka işe sahip Gökhan’ın gözlerinden görüyoruz.
Hikaye boyunca içinde bulunduğu bir garip dünyayı sorgulayan Gökhan, bir noktada sorgulayıp çoğunlukla yadırgadığı ama her zaman anlamaya çalıştığı dünyanın bir parçası olmak için büyük bir adım atıyor. Ama bu süreçte sorgulamaları da devam ediyor. Erkek hegemonyası, batı kültürünün, vazgeçemediğimiz doğu gelenekleri ile devam eden çarpışması, paranın hayatımızda aldığı yer, sonsuz ihtiyaçlarımız… Güzel çıkarımlar yaptığını ve okuyucuya da kendisini sorgulattığı birçok yer olması benim oldukça hoşuma gitti. Özellikle okuduğu şeylerde hoşuna giden cümlelerin altını çizmeyi, yanına not almayı seven canavar okuyucu grubuna dahilseniz, bu Fankit tam sizin için.
“SellyP4. Yapı olarak çağın insana en yakın, en pahalı kölesi. Ortalama bir kişinin ancak kredi çekerek alabileceği bu maharetli robota kavuşmak isteyenler, öncelikle içinde bulunduğumuz sisteme belirli bir süre kölelik yapmayı kabul etmek zorunda.”
Sayfa 22
Hikayeye dönecek olursak bir diğer dikkat çekici özelliğinden bahsetmek isterim. Robot-İnsan ilişkilerini barındıran bilim kurgu eserlerde çok büyük bir oranla gördüğümüz ‘robota empati yapmak’ eğilimi bu eserde mevcut değil. Daha doğrusu, alıştığımız şekilde mevcut değil. Kitabın hiçbir yerinde doğrudan bir robotun kötü muamele gördüğüne şahit olmuyoruz. Ancak yazı boyunca ana karakter Gökhan, yaptığı çıkarımlar ile bize bunu düşündürtüyor. Bunu da bir yerde insandan yola çıkarak, robotlara uğrayarak ve son durak olarak gene insana vararak yapıyor. Gerçekten, hikaye boyunca kendimize mi acımalıyız yoksa böyle robot dolu bir gelecekte var olan robotlara mı, karar veremedim. Ama her ne kadar hikaye Selly isimli bir robot ile ilgili gibi gözükse de, aslında bütün konu insanlık, gelebileceği yerler, açmazları ve dile getirmediği sorunları üstüne kurulu. Selly ve diğer bütün robotlar, tıpkı aslında oldukları gibi, birer eşya olarak kullanılmış, yazar bu eşyaları kullanarak okuyucuya yine kendisini sorgulatmış.
Daha yazmak isteyeceğim çok şey var ancak hikayeyi bozmak istemediğim için, burada yazmıyorum. Birkaç saatlik bir yolculuk esnasında tek seferde bitirilebilecek, ardından belki bir iki kere daha okunmaya değer bir eser.
Merak edip okumak isteyenler için aşağıdaki bağlantıdan .pdf haline ulaşabilirsiniz. Yok ben elime alıp okumak istiyorum diyenler de sayfanın iletişim kısmını kullanabilir sanıyorum.
https://drive.google.com/file/d/1ThwUI29BK2yBua5v5ATqN0w2X82b3btO/view
www.fanzinapartmani.com