Deniz ile birlikte Batuhan yöneticiliğinde bir seferi oynamaya başladık. Kurallar, ana harita ve çatışmaların nasıl gerçekleştiğiyle ilgili tüm ayrıntıları oyunlar bitince paylaşmak daha doğru gibi görünüyor. Sebebi ise, aslında oyun kurallarının basitliğinde. Temel olarak iki ordu bir haritada karşı karşıya geliyor. Napolyon Dönemi savaşlarına ordular (modern çağa kadar hemen her savaş için de geçerli aslında) lojistik nedeniyle on binlerce askerden oluşan tek büyük bir parça olarak hareket edemeyecekleri için daha ufak birkaç tugaydan oluşan parçalara bölünüyorlar. İzcilerinin yardımıyla belli bir hedefe doğru ilerlerken düşmanlarını arıyorlar. Bu sırada da kendi dost birliklerinden uzaklaşmamaya çalışıyorlar. Kendilerinden güçlü düşman görünce geri çekiliyorlar, zayıf olduklarına inanınca ilerliyor, vs. Bu da sürekli git, gel ve sarma hareketleriyle manevralar olması anlamına geliyor.
Tabi bu durumun oynanabilecek bir oyun olması için ana şart, iki tarafının birbirinin hareketlerini ve güçlerini görmemesi. Bu noktada Batuhan devreye giriyor. Hareketlerimizi ona iletiyoruz ve o da ana haritası üzerinden birlikleri hareket ettiriyor. Düşmanların birbirlerine yakınlıklarına göre ise, yani onları görebiliyorsak bize dönüş yapıyor. Kısacası Deniz’in güçlerini büyük kısmını bilmediğim ve hangi manevralar yaptığı konusunda hiçbir fikre sahip olmadığım için şu an tüm hikayeyi anlatmak için yeterli bilgim yok. (Harita boş iken aşağıdaki gibi bu arada, Fransızlar güneyden geliyorlar)
Ama size bu seferdeki ilk çatışmamızdan bahsedebilirim.
Tarihsel olarak Fransızların zaferiyle sonuçlanmış bu seferdeki ilk çatışmada Napolyon liderliğindeki ordunun en iyi birlikleri nispeten küçük ve iki tugaydan oluşan bir rus ordusu ile karşılaştı. Fransızlar için büyük bir şans eseri seferin 3.gün sonunda(8 Haziran) Tapiau Köyü’ne giren Rus kuvvetleri, Nivenskoye köyüne yerleşen Napolyon liderliğindeki güçlü bir kuvvet ile çatışma yakınlığına geldi.
Fransızlar için en büyük dezavantaj günün sonuna doğru olan çatışma, karşı köye varmadan bitmesi ihtimali idi. Oyun kuralları gereği ilk 3 turdan sonra hava kararacak, yürüyüş ve atış mesafeleri düşecekti.
Ruslar köy ve etrafında piyade brigade’ini yerleştirirken, sağ kanadına atlılarını yerleştirmişti.
Fransız birliklerinden tüm seferi ordumdaki en iyi tugay olan ağır atlıları, namı değer Currisier’leri sol kanadıma yerleştirdim ki karşılarındaki dragoon ve hussarlardan oluşan orta, hafif rus birlikleri ile karşılaşmalarının faydalı olacağını düşündüm. Sağ kanada hafif toplarla desteklenmiş kendi orta süvarilerimi yerleştirdim. Merkeze ise Napolyon’un özel muhafız birliklerini koydum.
Benim açımdan plan basitti. Tüm ordu ile hızlı bir şekilde ilerle ve belki ateş bile etmeden direk süngü hücumuna kalkış.
Oyun tahmin edileceği gibi yalın geçti. Ruslar bir piyade birliklerini kendi sağ kanatlarına, Currisierleri karşılamak için kaydırdı. Ordu başında Napolyon olmasına rağmen yavaş ilerledi. Bu durum, ilk turlarda bana talihsizlik gibi görünse de, kendilerinden sayıca çok üstün olmasına rağmen Rusların geri çekilmesini yavaşlattı.
Ağır atlılar Général de division Dupont liderliğinde karşıya ilk ulaşanlardı. Çok zorlu ve sert çarpışmalar yapsalar da hemen hepsi kendi sınırını zorlasa da, son anlardaki başarıları ile rus atlı tugayını geri çekilmeye zorladılar. Bu sırada piyadeler de yetişti(Resim Rus tarafından çekilmiş, arka solda kalabalık piyadeler görünüyor) ve Rusların çok değerli Fransız ağır süvarilerini yok etmesini engellediler.
Ruslar toplarını bırakıp gece karanlığında savundukları köyü terk ettiler. Fransızların takip için ne gücü ne de gece takibe enerjisi kaldığından çatışma böyle bitti. Bu da seferin ilk oyununun sonu oldu.
Sonuçta Rusların burnu biraz kanasa da, daha ilk yumruklaşmaydı. Devam edecek..