Yüzyıllardır Rûl Toprakları’nın çoğuna hükmetmiş olan İmparatorluk, şiddetli bir isyanla sarsılmaktadır. İmparatorluk için savaşan elit lejyonların askerleri Orklar, organize bir şekilde zincirlerini kırmış ve önce başkent olmak üzere birçok şehri yağmalamış, halkı katletmiştir. Tahtta artık bir Ork şefi oturmaktadır ve lejyonlar yavaş yavaş merkezden uzaktaki bölgelere ve şehirlere de saldırmaktadır. Tüm bu kaos ve vahşetin arasında, kadim bir karanlık da tüm Rûl Toprakları’nı yok etmek üzere harekete geçmiştir. Son günler artık çok yakındadır.
Böylece başladı Shadow of the Demon Lord oyun serimiz. Yöneticiliğini bendeniz yapıyorum, hikaye, birçok yerden ve oyun için yazılan bir kumpanyadan ciddi esinlenmeler olsa da sonuçta bana ait. Oyuncularımızın karakterleri de şu şekilde;
(Burada bir parantez açarak belirteyim, SoDL kural kitabı karakterin background hikayesini oluşturmak için de birçok seçenek sunuyor. Zar atarak geçmişteki meslek, sahip olunan özel nesne gibi şeyleri belirlemek mümkün. Biz de bu yöntemi kullandık, oyuncuların sonucu beğenmediği durumlarda ise zarın yeniden atılmasına veya listeden kendilerine meslek vs. seçmelerine izin verdim.)
Female Changeling (Büyücü olma yolunda ilerleyecek)
Changeling, genel olarak dramatik bir hikayesi olan bir ırk. Peri halkı, gizli emelleri ve yaptıkları esrarengiz büyülerde adak olarak kullanmak için çocukları kaçırıyorlar. Kaçırdıkları bu çocukların yerine de, aileleri şüphelenmesin diye büyü yoluyla hayat verdikleri kukla varlıklar bırakıyorlar. Bu varlıklar genelde birkaç hafta içinde, onları hayatta tutan büyünün sönmesiyle ölürken nadiren bazılarının içindeki büyü gücü sönmüyor ve yaşamaya devam ediyorlar. Kimi Changeling olduğunu uzun yıllar bilmiyor, kimi de bunu öğrendikten sonra kaçıyor veya dışlanıyor. Bizim karakterimizin hikayesine gelince; sürekli “farklı” olduğunu bir şekilde hisseden karakterimiz bir gün, yerine konduğu insan çocuğunu kaçıran elf tarafından ziyaret ediliyor. Elf, tam olarak açıklamadığı sebeplerden karakterimize bir deniz kabuğu veriyor ve bir kereye mahsus olarak bunu üflediğinde, onun yardımına geleceğini söylüyor. Bu şekilde, ona olan borcunu ödeyecek. Karakterimiz ise bunu öğrendikten sonra giderek bir Changeling olmaya alışıyor ancak yaşadığı kasabadan pek uzaklaşmıyor. Balıkçı teknelerinde çalışıyor ve vakit buldukça gezginlerden, büyük büyücülerin efsanelerini dinliyor. Genç bir arkadaş ve pek dindar olduğu söylenemez.
Male Dwarf (Fighter olma yolunda ilerleyecek)
Cüceleri uzun uzun anlatmıyorum, genelde hepiniz zaten biliyorsunuz. Bizim karakterimiz görece yaşlı bir cüce. Klanının yeraltı tünellerinde mühendis olarak çalışırken, karakterimizin sorumlu olduğu bir kaza yaşanır ve cücemiz yurdundan sürülür. Bundan sonra Rûl Toprakları’nı gezmeye başlar ve çeşitli bölgelerde, birçok halkın yanında yaşayarak mühendislik-inşaat ustalığı becerileri ile yaşamını sürdürür. Son olarak Changeling karakterimizin yaşadığı kasabaya yolu düşüyor ve bir süredir burada kalıp balıkçı teknesi yapımına ve gemilerin tamir edilmesine yardım ediyor. Cücemiz “Old Faith” inanışına sahip; İmparatorluğun resmi dini olan “New God” inanışının sonradan icad edilmiş bir sapkınlık olduğunu düşünüyor ve eski, kadim tanrıların halen bu dünyayı gözettiğini savunuyor.
Male Goblin (Thief olma yolunda ilerleyecek)
Bu karakterimiz de görece yaşlı ve hafiften ürkek bir goblin. Yaşadığı şehirde, lağımları su basması sonucu evi yok oluyor ve cücemiz o sırada yakınlarda çalışıyor olmasa boğulup gidecek. Cücemiz onun hayatını kurtarıyor ve böylece, her ne kadar cüce bunu başlarda pek istememiş olsa da, goblin ona sadık bir yoldaş olarak peşinden gelmeye başlıyor. Şu anda, balıkçı kasabasında cücenin yanında çalışıyor ve tek isteği, olaysız bir hayat sürmek. Maalesef bu pek de mümkün olmayacak gibi…
Başlangıç Oyunu – Prologue
Karakter oluşturma süreci bitince, hikayeye kısa bir giriş yapıyoruz. Oyuncularımız, Edene Krallığı’na bağlı küçük bir sahil kasabasında yaşıyor. Kasaba, krallığın güney tarafında yer alıyor ve son zamanlarda, yakınlarda isyancı orkların görülmesinin dehşetini yaşıyor. İmparatorluğun merkezini yakıp yıkan orklar, gözlerini artık diğer topraklara çevirmiş durumda ve ork öncüleri, oyuncularımızın bulunduğu kasabaya saldırmak üzere. Kasabada panik havası var, herkes korkuyla evini terk edip farklı bölgelere kaçmaya başlamış. Birçok insan krallığın başkentine doğru kaçıyor, küçük bir grup ise balıkçı tekneleri ile şanslarını denizden denemek niyetinde. Changeling de, çalıştığı teknenin kaptanına uyuyor ve denize açılmadan önce, az çok tanıdığı ve güvendiği tipler olan cüce ile gobline haber veriyor. Tüm karakterlerimiz ufak bir tekne ile açılıyorlar ve çok sürmeden, kasabayı yağmalayıp evleri ateşe veren orkların sesleri kıyıdan yankılanıyor.
Rotalarını Yelken Krallığı’na çeviriyorlar, burası irili ufaklı birçok adadan oluşan bir bölge ve deniz yoluyla ana kıtadan ayrıldığı için İmparatorluk otoritesi hiçbir zaman burada yeterince sağlanamamış. Orkların da henüz güçlü bir donanması olmadığı düşünüldüğünde Yelken Krallığı şimdilik güvenli görünüyor. Adaların sakinleri olan ve genelde korsanlıkla uğraşan denizci halkın ise, sığınmacılara ne derece tahammül göstereceği şimdilik bilinmiyor. Şanslarını denemek isteyen grubumuz, birkaç günlük deniz yolculuğunun ardından kötü bir sürprizle karşılaşıyor. Bir gece, muazzam bir fırtına kopuyor ve tekne, yakınlardaki kayalıklara doğru sürükleniyor. Karakterlerimiz, çarpmanın ve su yutmanın etkisiyle kendilerinden geçiyor.
Uyandıklarında karaya vurmuş durumdalar, etraflarında teknenin parçaları ve denizcilerin cesetleri bulunmakta. Onlardan başka hayatta kalan yok gibi dururken, bazı cesetlerin hareket etmeye başladığını fark ediyorlar. Kısa süre sonra cesetler tamamen uyanıp karakterlere saldırıyor. Böylece oyuncularımız, tüm diyarlarda kısa sürede yayılacak olan yaşayan ölülerin uyanması felaketinin de ilk tanıklarından olur. Bu durum, elbette Demon Lord’un dünyaya sızmasının etkilerinden biri. Kısa bir dövüşten sonra canlarını kurtarıp ve sahilden uzaklaşıyorlar.
İlerlediklerinde çıktıkları yol, onları Northern Reach olarak bilinen kuzey topraklarının en büyük şehirlerinden birine, Gateway’e götürecektir. Böylece nerede karaya vurmuş olduklarını da anlamış oluyorlar. (Eh, oyunun, en azından ilk beş bölümün Northern Reach’te geçecek olması nedeniyle bu çok da şaşırtıcı değil…) Gateway, su kanallarından oluşan caddeleri ve geniş surlarını koruyan topları ile gelişmiş bir şehir, dünyadaki Venedik’e benziyor biraz.
Oyuncular daha geldiklerinin ilk gününde olay çıkarmaktan da geri durmazlar, görünüşe göre yaşayan ölü olaylarından pek kimsenin haberi yoktur ve cücenin bir handa “Sonra cesetler ayaklanıp bize saldırdılar!” diye haykırması üzerine tüm şüpheli gözler üstlerine döner. Han müşterilerinden bazıları hemen şehir muhafızlarına haber verir ancak bizimkiler durumun sıkıntılı olduğunu görüp muhafızlar gelmeden sıvışır.
Bir süre şehirde kalmaya karar verirler ve kendilerine Gateway’de iş ararlar. Cüce, şehir muhafızları bünyesinde iş bulur. Changeling, yerel bir büyücünün çırağı olur ve bir yandan getir götür işleri yaparken diğer yandan büyü eğitiminin ilk adımlarını atar. Goblin ise her zamanki gibi cüceye yardım etmekte, boş vakitlerinde de şehrin lağımlarında ırkdaşlarıyla takılmaktadır. Yaklaşık bir sene şehirde kalıp çalışırlar ve böylece bir level alarak Novice Path seçmeye hak kazanırlar. Tahmin edileceği üzere artık elimizde birer Changeling Magician, Dwarf Warrior ve Goblin Rogue vardır.
Gateway’de kaldıkları süre boyunca orkların genel olarak Edene Krallığı’nın da birçok bölgesini ele geçirdiğini duyarlar. Kuzey, şimdilik güvendedir. Yaşayan ölü olayları ise giderek yaygınlaşmaktadır, artık insanlar korku içinde eski kehanetlerden bahsetmektedir. Karanlık köşelerde, gizemli tarikatlar mürit toplamakta ve yabanda canavarlar daha sık görülmektedir. Demon Lord’un gölgesi, diyarlar üzerine yavaşça düşmektedir.
Serinin giriş bölümü bu şekilde bitti, gerçek anlamda “İlk Oyun”u anlatacağım sonraki yazıda görüşmek üzere…