İşi, gücü olduğundan FRP’yle ilgilenemediği iddia eden dostlara karşı müthiş bir kuşku ile bakıyorum. Bunlardan da çok var. Özellikle üniversite yıllarımı geçirdiğim arkadaşların birçoğu iş-güç gibi nedenlerle bu hobiye devam edemediklerinden yakınıyorlar. Önceleri, yirmilerin ortasında falan doğru olabileceğini düşünmüştüm ama zaman geçtikçe aslında hobiyi bırakmanın nedeninin bu olmadığını düşünmeye başladım. Artık otuzların ortasında, kendi kuşağıma ve benden sonraki arkadaşlara bakıyorum ve zamansızlığın aslında temel neden olmadığını düşünüyorum.
Aslında temel neden muhtemelen genel olarak Anadolu Kültürü ve FRP hobisini ciddiye alamamak. FRP dalgıçlık gibi ya da yamaç paraşütü gibi zorlu bir hobi de değil aslında. Ufak bir grup insanın ayda birkaç defa iki, üç saat bir araya gelmesiyle sürdürülebilecek bir uğraş. Diğer taraftan aşikar ki devam ettirilmesinde insanlar zorlanıyor.
Öncelikle Anadolu Kültürü hobiden yoksun bir kültür. Yeni yeni parçası oluyor. Tatil günleri AVM dolaşmak, sabahtan akşama kadar mağaza gezmek ve aralarda tonla paraya yemek yemek olağan, normal ve hatta kaliteli bir hafta sonu gibi görünüyor. Özünde toplum tarafından biçilen bu zaman geçirme şeklinde üretilen bir değer yok hatta bolca da tüketim var. Neyseki hobi babında biraz biraz özellikle İstanbul orta-üst kesimlerinde hareketlenme var. Bir şey üretmeyince kendini kötü hisseden insan sayısı artıyor.
Bu noktada FRP hobisini ciddiye alma kısmına geliyoruz diye düşünüyorum. FRP özünde içinde ciddi söz sanatlarını barındıran, çok da zorlu bir hobi. İletişimde sanallaşma arttıkça konuşma sanatlarının sürekli değer kazandığını da düşünürsek, gerçekten emek isteyen bir uğraş. Yazılı, sözlü edebi tarafı bir kenara; sistemlerini öğrenmek ve uygulamanın da emek istediği bir hobi. Hani anadili İngilizce olmayan bizim ülke içinse, birçok kişinin hayal etmekte zorlanacağı bir mevzu. Gel gelelim kendini ciddiye alma mevzusunda çok zayıfız. Hani biz, bu hobiyi yıllardır yapan insanlar bile FRP’yi ciddiye alamıyoruz. “Halı sahaya maç yapmaya gideceğim” demek bile, “FRP oynuyoruz arkadaşlar”dan daha önemli ve ileri yaşlara daha uygun gibi görünüyor.
Daha ciddi ürünler çıkarmak ve kendi yaptıklarımıza saygınlık kazandırmak gerekiyor diye düşünüyorum. Yol uzun ama Kule Sakinleri olarak bu yönde daha çok çaba sarfetmemiz lazım, keza gene bu tür dişe dokunur işler için kurumsallık gerekiyor ve dernekler hiçbir şey değilse daha kalıcı yapılar.