Ey ahali,
Toplanın! Size gezilerim sırasında bulduğum, benim, senin, belki amcanın ve belki atanın yanından geçtiği bir yiğidi anlatacağım.
Yıllardır bilirsiniz beni, garip şeylere para harcarım. Okumak ve kalem tutmak yaptığım en iyi iş değil elbet; ama kitap günce görünce dayanamam alırım. Elime geçen asker güncelerinde buldum bu toprakların oğlunun bir hikayesini.
İsmini vermedi Dromnej’e ve Anmas’a Demişler adına Eyterli, Eyteroğlu ve Eyteroğul.
Ozan Kino okudu hepsini ve dedi:
“Sonuncusu en iyisi”
Etrafımızdaki bu çok güçlü devletlerin yitip gitmiş askerlerinin dediklerine göre Eyteroğul, Günbatan dışında kendi kulübesinde tek başına yaşayan bir adammış. Küçük bir tarlası ve üç beş hayvanı ile dürüst ve mutlu bir hayatı olan bu adam bir gün ordu yağmasında her şeyini kaybetmiş. Avdan dönerken evinin 7 adam tarafından yağmalandığını gören bu adamın gözü dönmüş.
Şöyle der kayıtlar;
Zebellah gibi bir herif
Saçları sakalları birbirine girmiş
Bağırdı sanki gök gürledi
Adamlarımızdan 3 tanesi sıvışıverdi.
Sen, dedi memurumuz, bize para vereceksin
Vermezsen tarlan yanar ve Ishu ile sohbet edeceksin
Heyhat, bir nara daha Eyter’in oğlundan
Okkalı bir tükürük usulca aktı memurun suratından
Çekildi kılıçlar, sustu insanlar
Çeliğin konuştuğu yerde tatlı dil neye yarar?
Ne kılıcı var Eyterlinin ne de kalkanı
Kaptı yerdeki Tırpanı ve aldı ilk gelenin canını,
İkinci adam yandan gelmişti kalkıştı saldırmağa
Eyteroğul yandaki orağı sapladı erin boynuna,
Feryat figan ortalık,
Memurun gözleri apaçık
Kaçın dedi askerler kaçtık biz de ne yazık
“Yarın geleceğiz ve seni sürüm sürüm süründüreceğiz”
Memur konuşurken sustu ve gözlerini ayırmadı.
Yerdeki ölen evlatlar için gözünden bir yaş aktı.
Eh işte ahali,
Bir biz biliriz tersi fena olur bizimkilerin.
Elin yabancısı bilememiş görünen o ki yarın tekrar gitmişler Eyteroğul’un yanına. Hikayeyi bilenler anlatsın tabii ama Kino’dan duymak isteyen haftaya ısmarlasın bana bi’ bira!
Kino (Barış Akpınar)