Kino’ya Kulak Verin!

Eyter’de ağızdan ağıza yayılan belli başlı kültürel öğeler

Emek, Yemek, Ekmek ve Kötek Üzerine

Bur’ların mutfağı güzeldir, özeldir. Yıllar içinde bazen Dromnej’den bazen Anmas’tan gelenler sayesinde bence baya renklidir de.

Öncelikle birinin sofrasına oturmadan, sofranın kurucusuna “Evini, elini kutsasın”, “Tarru evini, elini kutsasın” ya da en azından “Eline sağlık” falan deyiverin. Sofranın en yaşlısıysanız, insanlar sizi bekler. Laf olsun diye bir zeytin neyin atın ağzınıza ki beklemesin millet. Değilseniz bekleyin yaşlıyı. Eyter demek saygı demek biraz da. Zaten az sonra “ah karnım, oy böğrüm” diyerek kalkar sofradan, rahatça yesin atamız.

Üzümlü (bazen cevizli) Ekmek: Dışarıdan gelen bazıları “kek” de diyor. Bizler içine keçiboynuzu özü veya pekmezi koyduğumuzda adına Kek deriz. Üzümlü Ekmek normal ekmeklerden daha küçük olur. İki avuç kadar olan bu ekmeği katık niyetine her vakit yiyebilirsiniz. Anacığımınki ayrı güzel olur ama fırınlarda da bulabilirsiniz. Kino gönderdi deyin, bol üzümlü olanlardan versinler.

Ale & Bira: Bence çok güzeller, hepsinin yeri ayrı, bir bardak bi elimde biri öteki sonuncusu midemde! Bize özel şaraplar pek yok. Bağımsız olabiliriz ama bağımız pek olamadı. Amma Tarçınlı Ale hancılarımızın ve bizlerin sevdiği bir tariftir. Kışın da kaynatıp verirler içini ısıtır.

♫ Meyveli gibi tatlı tatlı nedir bu? Hancı dedi “yandık kusar ha bu”, ”Su değildir elindeki fıçıdan yeni” dedi. ”Kaç tane iççen? Alın, kova da geldi.” Kova?” dedi yabancı, “Kova niçin?”.İçtiğin var ya hani, tadı güzel olduğu için işkembedekiler çıkar bir anda dışarı olur. İçin bakın, 20 senelik hancıyım, gurban olayım herkese diyorum. İçin şunu ama bari ardınızı dağıtmadan için

Güzel güzel de anlattım benden günah gitti. Yoksa deniz suyu verirler bir sonraki bardakta, çok iyi ayıltır. Nerden bildiğimi sormayın…

Levrek Güveci: Bakın, bu mutfakların Altın Külçesi, sıcak kucağı, şarapçıların Ladi Şarabıdır . Denizciler için “Yine Balık? Heh, Levrek Güveci desene!”dir, tüccarlar için “Eve Hoşgeldin!”dir. Kuyumcu için “Sonunda o yüzüğü ittirdim Kino’ya; o zaman güzel bir yemek yiyelim akşama”dır. Sarımsak, soğan atılır önce suya. Kaynayan suya varsa yengeç kabuğu. Patatesler de yengece eşlik eder. Hepsi güzelce dans ederken, deniz tuzunda döndürdüğünüz sote levrek gelir dansa diva gibi en son.

Of! Salyam aktı, kurutmak zorunda kaldım parşömeni. Talas yine kızacak kesin.

Neyse, Biraz acı sevenler balığın pulunu da bıçağın tersiyle kazıyıp atarlar garip bir acı katar güvece. Tarru eline, evine sağlık versin!


Yemekler bu kadardı! Tüm yemeklerimiz bu kadar değil. Benim hakkında fikir sahibi olduğum ve sizlerin de dinlemeyi/okumayı seveceklerinizi derledim. Günbatan’a gelince “bu neymiş yav”, diyeceklerinizi koymak istedim özellikle de. Hatur hutur güveci gömerken yengeç kabuğu yüzünden damağını yaran bir Dromnej’li gördüm de, sizlere de ders olsun.

-Kino sevgi ve saygı ile bildirdi.

(Barış Akpınar)