Yelbüken diyarına yaz gelirken Tirit Krallığı’nın güney topraklarında orklar ile çatışmalar devam etmekte. Krallığın önemli kalelerinden olan ve Alacaorman sınırında bulunan Yeşilpençe Kalesi kış ve bahar ayları boyunca üç soylu ailenin ve buraya gelen halkın çabaları ile savunuldu ve geliştirildi. Kangöz Geçidi’nin güvenliğe alınması ile ticaret yolundaki tehlikeler büyük ölçüde ortadan kaldırılsa da halen bölgede haydut saldırıları gözlenmekte.
Alacaorman civarında ve içinde halen bolca bulunan ork grupları ile çatışan kale ahalisi, bir yandan da kendilerine Astalon halkı diyen ve ormanda yaşayan bir insan topluluğu ile iletişime geçti. Kalenin yakınlarındaki köylerde de bu topluluğa bağlı birkaç şifacı yaşamakta ve yerel halka kocakarı ilaçları ile şifa dağıtmaktalar. Astalon halkının orman içlerinde kutsal alanları olduğunu fark eden soylular ise şimdilik bu halk ile ne dost ne de düşman.
Bahar şenlikleri sırasında kalenin geri alınmasını ve burada yaşamın yeninden başlamasını kutlayan halk ise yakınlardaki Koruca köyünün kalabalık bir ork grubu tarafından basılması ve yağmalanması sonrasında orklardan hem korkar hem de nefret eder hale geldi. Kaçak Büyücü Kulesi’nin kuzeyindeki ork kampına yakın zamanda bir saldırı planlandığı konuşulmaktaydı.
Tüm bunlar olurken, kaleye yakınlardaki bir madeni aramak için gelen cüceler ve onları korumak için anlaştıkları insan savaşçılar, ormanın içlerinde Orman Gözcüsü adında eski bir kale yıkıntısına yolculuk etti. Yıkıntılarda hali hazırda yuvalanmış goblinleri buradan kovan cüceler ve insan müttefikleri, burada küçük de olsa tahtadan yeni bir kale inşa ettiler. Ancak ormanın içlerinde hangi güçleri rahatsız ettiklerinin farkında değillerdi. Kale inşa edildikten kısa süre sonra, Orman Gözcüsü’ne büyük bir düşman grubu saldırdı. Orklardan, goblin ırkı varlıklardan ve ogrelerden oluşan bu saldırı birliği, Yeşilpençe Kalesi’nden gelen destek kuvvetlerin yardıma yetişmesi ile zor da olsa geri püskürtüldü. Kaleyi savunan insanlara Astalon halkından bir ecenin, birkaç avcı ve kurdun yardıma geldiği de anlatılıyor.
Yaz ayları yağışlı başlasa da yağmurlar kısa sürede yerini insanın içini ısıtan bir sıcaklığa bırakmış durumda. Ormanın sırları çözülmeyi beklemekte. Yeşilpençe’nin kaderi ise soylu şövalyeler ile kale ahalisinin ellerinde…