Morheim, Warhammer Fantasy dünyasında geçen çete bazlı bir minyatür oyunu. Yıllar önce bir süre oynamıştık. Baran’ın ittirmesiyle tekrar başladık. Hikayesine klişe denilebilir ya (son 3-4 bin yıldır insanlık olarak bunlara benzer kıyametleri okuyoruz) öyle başlayayım;
Mordheim Dünya’nın en büyük ve güçlü şehridir. Ama tanrılara karşı gelirler ve onlar da buraya dev bir göktaşı fırlatır. Bu yıkım yetmezmiş gibi, göktaşının malzemesinin büyülü özellikleri vardır ve hayatta kalmayı başaran az sayıda canlıyı da etkiler. Mutasyonlar, bozulmalar, hastalıklar ve korkunç olaylar yaşanır.
Bu durum birçok farklı grubun Warhammer dünyasının dört bir tarafından bu şehre, çok değerli hale gelen göktaşı artıklarını (Wyrdstone) toplamaya gelmesine engel olmaz. Sayısız çete, chaos takipçileri, dini fanatikler ve tabi değerli taş düşkünü cüceler felakete uğraşmış şehre ziyaret ederler. Haliyle de bu yıkık, yerle bir olmuş şehirde her karış için çatışma başlar.
Oyuncu olarak bu şehre gelmiş bir çete oluşturuyorsunuz, rakip buluyorsunuz ve oyun oynanıyor. Oyun sonrası da alışverişler, level almalar yapılıyor ve çete büyüyor, gelişiyor veya yok oluyor. Kısacası çok güçlü RPG elementleri olan bir minyatür oyunu.
Şimdi size “Kırık Kılıç” lakablı dünyanın en büyük ticaret şehirlerinden Marienburg’lu Rudolf Gutten ve çetesi Gümüş Birliği‘nin maceralarından bahsedeyim.
Elindeki 600 altını birkaç arbalet alıp ve kullanacak nişancıyı kiralamakla başladı. Yanlarına eski asker bir kılıç ustası bulunca da bayağı keyiflendi. Sonra eksiden iş yaptığı iki kişiyi, Norbert ve Lubin’i, olaya katılmaları için ikna etti. Ellerine en pahalısından, Nuln’da yapılmış tabanca verince ikna olmamaları zordu zaten. Sonra iki tane de yeni yetme kolu kuvvetli delikanlı buldu ve Morheim’a yolculuğa başladı.
Ortam beklediğinden daha acımasızdı. Hiçbir krallık büyücüsünü ikna edememişti gelmeleri için, burada bir tane psikopat olsa da iş yapabileceğine inandığı Grünbaun adındaki bir warlock ile anlaştı. Sonra, hiç iş yapmak istemediği ama sokaklarda kaybolmamak için zorunlu olduğunu düşündüğü sinsi bakışlı bir elf izciye küçük bir hazine vererek çeteye kattı.
Gümüş Birlik’in Mordheim sokaklarına girme zamanı gelmişti.
İlk çatışma, Kırık Kılıç’ın tam umduğu gibi geçti. “İğne” lakaplı yeni yetme, bir skaven grubunun başka bir çeteyi sürüp, bir bölgede yağma yaptığını duymuş. Basabiliriz deyince, Rudolf hiç zaman kaybetmeden bölgeye tüm çeteyi sürdü. Hazırlıksız düşman, en iyi düşmandır sonuç olarak. İğne haklı çıktı, çok gelişmiş fareler onlara daha ne vurduğu bilmeden etraf tabanca sesleri ve barut kokusuyla doluydu. İlk Wyrdstonelar bulundu ve paralar kazanıldı.
Birkaç gün sonra bir ipucu yakalandı; artık yok olmuş bir çetenin kasasını bir bölgede sakladığıyla ilgiliydi. Aynı söylentiyi kendilerine Crimson Comets diyen Reikland’li çetenin de duyduğu ortaya çıktı. Reiklandliler çok da istekli değil gibiydi. İçinde saklanıp sağa sola ok atmayı planladıkları yıkık kuleye Elf izci başarılı okları sallayınca, hepsi geri çekildi. Yol Gümüş Birlik’indi. Crimson Comets çetesine iyi bir ders verirsek bir daha yolumuza çıkmazlar diyerek, genç İğne’nin enerjisi peşinde Kırık Kılıç Rudolf çeteyi üzerlerine sürdü. Sonunda hazine Gümüş Birlik’te olsa da bedel İğne’nin hayatı oldu.
Neyseki Mordheim altın arayan çok delikanlı ile dolu. Yerine Egmont adında Marienburg’tan buraya gelip, çetesiz kalan bir delikanlı daha bulduk. Ayrıca hazineden çıkan paralar ve diğer eşyalar yeni silahlar olarak çeteye geri döndü. Daha önce bizim yaptığımızı, bir grup aç gözlü dwarf bize yaptı. Beklenmedik bir şekilde tam boş bölge araştırıp, işe yarar malzeme ararken etrafımızda bittiler. Çetenin yarısı dışarıdayken yakalanınca olay daha da zor oldu. Sokaklarda bir oraya, bir buraya koşup tabancalarımızı üstlerine boşalttık. Küçük ayaklı ama çok büyük inatları olan cüceler, tüm çete geldikten sonra arkalarına bakmadan kaçtılar. Morheim’ın karanlık sokaklarında da birkaç yaralı ve ölü cüce bırakarak. Hazine avcı loncasıymış. Peh..
Geçtiğimiz gün ise, haber geldi. Crimson Comets, yeni adamlar tutmuş ve bizim çete hakkında olmadık laflar ediyorlarmış. Laf boş, ama bizim bölgelerden bir tanesine geleceklerini öğrenince işler değişti. Ciddi ciddi kalabalık gelmişler. Ama Reiklandlilerin kıyak okçuları iş yapmayınca, terazi bizim tarafa kaydı. Norbert ve Lubin sokak köşesine doğru yara almadan birkaç okçu ve iki cometin bulunduğu köşeye ulaşmayı başardı. Ne koştular, görmeye değerdi. Muhtemelen Reik çetesi lideri o evi biraz bilerek boş bırakmıştı. Nasıl olsa dörde dört falan gelirlerse alırız diye. Güvendiği, hızlı adımları olan bir dövüşçüsü, içeride gelenleri bekliyordu. Ama Warlock büyük iş yaptı. Çatışmada olmadık bir anda Grümbaum’un elinde büyülü bir silah belirdi. Ortalığı dağıttı. O binadaki tüm Cometleri aldık. Bir de arbaletli çocuklar birilerini düşürünce, Crimson Comet falan kalmadı ortada. Ha ne varmış o sokakta derseniz, 3-4 wyrdstone bir şey varmış. Çok da değmezmiş ya, işler devam ediyor.
Gelin beraber oynayalım. Ayrıca çetenin hikayeleri devam edecek.