Merhabalar yeniden. Geçtiğimiz hafta Kule Sakinleri olarak Şirince’de yer alan Tiyatro Medresesi’ne bir gezi düzenlemiştik. Ben de gelmeyip çok şey kaybedenlerin neler kaçırdığını bir kez daha hatırlatayım dedim.
Sabah erkenden Yakup’un poğaçaları ile servisimize atlayıp (teşekkürler Ali abi) rock dinleyerek Medrese’ye doğru yola koyulduk. Şirince’de (sanırsam orası Şirince’nin garı gibi bir yer) inip kısa bir doğa yürüyüşü ile Medrese’ye ulaştık. Ortam büyülü gibi. Girdiğimiz an ufak bir “Vaaayy…” dedim. Bayağı sıcak bir ortam; kediler, çay ve her yerde gülen insanlar var.
Önce soluklanmak amacıyla taze çayları alıp biraz muhabbet ettik ve ardından Erdem Hoca ile tanışma ve ısınma oyunlarına başladık (Ciddi ısındık, koştuk yani. Ben ortama ısınırız sanmıştım…). Jest-mimik çalışması ile ilk oyunu bitirip sonrasında Mustafa’nın önderliğinde vampir-köylü-büyücü oyununa geçtik. Köy olarak hepimiz birbirimizden pek haz etmiyorduk sanırım ki vampirler tarafından afiyetle kanımız içildi. Medrese sakinlerinden Erdem Bey ısınma oyunları ve vampir-köylüde bize eşlik etti; kocaman gülümsemesi ve katılımı için teşekkürler yeniden. Oyunlar ertesinde Medrese’nin (şu an adını unuttuğum) aşçı ablasının yemeklerine koştuk.
Vee asıl oyunumuza geçtik! Bahsettiğimiz gibi doğaçlama tiyatro ve FRP birleşimi bir çalışma yaptık, ilerleyen zamanlarda bunu da anlatacağım ama şu an biraz demlenmesi gerek. Çok eğlenceli ve rüzgar gibi geçen yaklaşık 3 saatlik oyunun ardından bir meyve molası ile Medrese gününü sonlandırdık. Şirinceye dönüp tekrar yemek yiyip mekanın gerektirdiği üzere şarap bakınıp günün analizini yapmak ve eve dönmek üzere servisimize geri döndük…
Bizi çok sevecen ağırladıkları için Tiyatro Medresesi’ne, doğaçlama tiyatro desteği ve katılımı için Erdem Erem Hocamıza tekrardan çok teşekkürler.
Görüşmek üzere!