Merhaba, birçok Kule Sakini ile tanışıyoruz. Çünkü hemen hemen tüm Kule Sakinleri’ni “Mahzen’e yazsana” diye taciz etmişliğim var. Eğer tanışmamışsak beni bi uyarın sizi de rahatsız edeyim. Ö-höm. 2013 yılı sonlarına doğru Kule ile bir oyun günü vasıtasıyla tanıştığım günden beri (ilk GM’im Ruhi’ydi, ilkler unutulmaz) aranızdayım. Kule’de geçirdiğim üç buçuk yıllık sürede aidiyet duygusunun sağlıklı bir biçimde nasıl geliştiğini öğrendim, kolektif bir oluşumun tamamen gönüllülük esasıyla şahane işler çıkarabileceğine birinci elden tanıklık ettim. Tanıklık etmekle kalmadım, elimden geldiğince yardım etmeye de çalıştım. 2015 yılından itibaren düzenlenen tüm İzmirCon’lara staff olarak katıldım. Etkinlik öncesi yapılan atölyelere ve toplantılara da elimden geldiğince katılmaya çalıştım.
Bunun yanında Kule’nin bir diğer önemli ürünü olan ve geçmişte PDF dergi olarak internet üstünden paylaşılan Mahzen Dergi’nin 2 sayı editörlüğünü üstlendim. Ama bu şekilde oluşturulan içeriklerin paylaşımının zor olduğuna kanaat getirdim ve daha kolay ulaşılabilir, daha kolay interaktif hale getirilebilir, daha kolay yazı eklenebilir olan bugünkü Mahzen Dergi web sitesi olsa nasıl olur diye düşünmeye başladım. Daha sonra Ruhi’nin katkılarıyla bu düşünceyi gerçeğe çevirdik ve sizlerle birlikte bugün bir çok üyenin yazılarını barındıran, içeriği gün geçtikçe zenginleşen ve Kule’nin yaptıklarını tarihe kayıt düşüren bir mecra yarattık diye düşünüyorum.
Ayrıca Kule’ye ait bir hayal, Mahzen’i gerçekten basılı bir dergi haline getirmekti. 2016 ve 2017 yıllarında bu işi üstlendim; yine sizlerle birlikte iki kez dergiyi basmayı başardık ve İzmirCon’lar sırasında ziyaretçilere ücretsiz dağıttık. Basılı dergi ile ilgili umudum yıllar geçtikçe İzmirCon’a ait bir koleksiyon ürünü yaratmış olmak. Ve tabi kendi maliyetini çıkaran ve hatta derneğe kazanç bırakan bir ürün olması… Ama sanırım bu başka bir yazının konusu.
Şimdi Kule Sakinleri’ne daha çok fayda sağlayabilir miyim, sorusunu kendime sorduğumda “evet” cevabını veriyorum. Çünkü böyle neşeli bir toplulukta insanlara katkı sağlamanın çok eğlenceli olduğunu düşünüyorum. Ha tabi aslında ortak bir yaşam alanı kullanan bir topluluğun yapması gereken ve neşeli olmayan bir sürü iş de var. Yakup’un da ayrıntılarıyla bahsettiği gibi Kule’nin temizliği ve düzeni bunların başında geliyor. Yönetim kurulu adayı olarak eğer göreve seçilirsem, uygun bir çözüm bulunmasına katkı sağlamayı hedefliyorum.
Bunun yanında Mahzen Dergi’de olabildiğince Kule üyelerinin kendi üretimlerini tanıtmaya çalışıyorum. Çünkü Kule Sakinleri’nin üretken ve yaratıcı insanlar olduğunu hepimiz biliyoruz ve bence bunun teşvik edilmesi gerekiyor. Kendi FRP kumpanyalarımız, kendi board gamelerimiz, kendi minyatür oyunlarımız vb. olabilir,ki şu anda zaten amatör bir biçimde olmakta ve bence alt kültüre olan katkımızı somut ürünlerle destekleyebiliriz. Türkiye’de alt kültüre bu zenginlikte bir katkı yapma potansiyeli olan başka bir kurum tanımıyorum ben. Şu ana kadar kitaplar veya oyunlar basmamış olmamız şaşırtıyor beni açıkçası. Bir şekilde yönetim kuruluna seçilirsem amacım bu üretken potansiyeli gerçeğe çevirmeye çalışmak olacak. Böyle bir durumdan Kule’nin de maddi-manevi çok şey kazanacağına inanıyorum.
Bu yazı gittikçe uzuyor ve daha bir sürü şey söylemek istiyorum. Ama yazıyı kısaltmak için benden önce yazan tüm yönetim kurulu adayları ne vaat ettiyse +1 diyerek yazımı bitiriyorum. 🙂
Pazartesi oylarınızı bekliyorum. Saygılar, sevgiler…