Yazıya hızlıca giriyorum izninizle; bu, Kule Sakinleri’nden “Kule Sakinleri Rol Yapma ve Strateji Oyunları Derneği” olmaya geçtiğimizden beri yapacağımız 3. Genel Kurul. Dolayısıyla 4. Yönetim ve Denetim Kurullarımızı seçeceğiz. Bir haftadan az bir süre kaldı ve şöyle bir baktığımızda, son dakikada kimsenin aday olmayacağını varsaysak bile, geçmişte düzenlenen her kuruldan daha fazla aday var. Bu durum, derneğin demokratikleşme sürecinde ilerlediğinin ve insanların dernek adına geçtiğimiz yıllara göre daha çok sorumluluk almak istediğinin net bir göstergesi sanırım. Demokrasinin işlemesi için seçilen kişiler gibi seçen kişilerin de sayıca çok olması önemli. Bu sebeple umarım katılım da önceki Genel Kurullara göre yükselir. “Bu seçim çok önemli, diğer seçimlerden yüz kat, bin kat daha önemli,” gibi şeyler söylemeyeceğim ancak diğer seçimler kadar önemli bir seçim bu da. Ancak daha öncekilerde aday azlığından dolayı üyelerimize güç bela gerçek bir “seçme hakkı” tanınırken bu sefer, yedek listeleri bile dolduracak kadar adayımız mevcut. Kısaca: O akşamki ertelenebilir işlerinizi erteleyip gelin arkadaşlar.
Ben ve Kule Sakinleri:
Kulübe katılımım, kurulumundan yaklaşık 1 yıl sonra 2009 yazında oldu. O zamanlar, kendi gözlemimde, ortada yapılandırılmış bir yönetim biçimi olmayan, insanların oyun oynamak istediğinde gelip gittiği, kendisi üzerinde durursa etkinliklerini yapabildiği bir “geek” kulübüydü. Daha sonra her ne kadar resmi kademede devlete karşı zorunluluklardan ötürü bir yönetim biçimi ortaya çıksa da olabildiğince o şekilde kaldı. Kule Sakinleri’nde etkinliklere yardım etmeye Living Kule ile başladım denilebilir, toy bir oyun yöneticisi sayılabilecekken beni askere gidene kadar elinden geldiğince oturtup; sistem, drama, oyuncu yönetimi gibi şeylerle aydınlatan Ruhi’ye buradan bir teşekkürü es geçmeyeyim.
Kule; Shelter’ın içine taşındıktan sonra ilk defa “yönetim kurulu” diye bir fikir ortaya atıldı -ki daha derneklik falan konuşulsa da arada gerçekçi herhangi bir şey ortada yoktu- ve ilk seçimde aday olup seçilemedim (Burak ise aday olmamasına rağmen en yüksek 2. oyu aldı). Oysa ki bir sürü “süper ötesi”, “inanılmaz iyi”, “herkesin mutluluktan havaya uçacağı” planlarım vardı, öyle oyunlar, öyle organizasyonlar ayarlayacaktım, süper turnuvalar düzenleyecektim ki; herkes çok inanılmaz süper über sevecekti.
Daha sonra okulun da olmamasından mütevellit (ya da olup da gitmememden) boş vaktimi bol bol Kule’de değerlendirmeye başladım. Amaç sadece takılmaktı ancak o dönem Magic oynayan insanların turnuva olmaması gibi bir sorunu vardı (bir de şimdi bakın). Ben de arada bir turnuva yapmaya başladım, o dönem Baran ve Asım ile birlikte bir önceki LK bitince kendi “World of Darkness” LK’mızı yapmaya başladık. Yapılan “40K in 40 Minutes” etkinliğinde yardımcı oldum; daha sonra katılıp dayağımı yedim. Bir adet Fallout FRP oyun günü yaptık, bir sürü FRP oynattım, liste uzadı gitti ve seçim zamanı geldiğinde bir önceki seçimde düşük oy aldığım için katılmak istemesem de, biraz da insanların gazlamalarıyla katıldım ve yaptığım bunca şeyden sonra yönetim kuruluna girebildim. Önemli olan nokta burada şu ki; bunların hiçbirini seçilmek için yapmamıştım, tam tersi sadece boş geçirdiğim vakti bir şeylerle doldurabilmek, eğlenmek adına yapmıştım.
Yönetim Kurulu’na girdikten bir kaç hafta sonra hızlı bir hamle ile, o zamanlar oldukça önemli bir iletişim platformu olan forumu, yanlış bir kaç tuşa basarak havaya uçurdum. Yedeklemiş miydim? Evet. Yedekler çalıştı mı? Hayır. Yaptığım şeyi düzeltmek için Ruhi de benimle 3-4 gün boyunca her akşam çalıştı, o zamanlarda yapılması gereken ama kimsenin uğraşamadığı bir kaç güncelleme ve biraz da kozmetik yenilikle -öyle demeyin eski hali çok kötü görünüyordu- forumu tekrar kullanıcıya açmayı başardık. ForumSlayer lakabımı hızlı kazandım.
Shelter kapandıktan sonra ise, o dönem zaten üye sayısı 20’lere yaklaşmıştı, elimizdeki az para ile tutabileceğimiz bir dükkana hızlıca (Enis bulmuştu sağolsun dükkanı, biz de cumartesi dükkanı bulunca pazar taşınmıştık) yerleştik. Site Unlu Mamülleri’nde yapılan toplantıda (ki Kule’nin bir dönemki hayati kararları çay ve torpil eşliğinde alınırdı.) Yönetim Kurulu’nun o dönem yararlı olmadığına karar verildi ve kaldırıldı. Şu an çok net olmasa da, kanımla bir anlaşma imzalattıklarını, Kule’nin her işine benim koşacağıma dair şeyler söylediğimi hayal meyal hatırlıyorum. Tabi ki hiç bir şeyi tek başıma yapmadım, üyelerin büyük bir kısmı her ihtiyacımız olduğunda gelip yardım etti, gerek Dedicated Transport olsun, gerek ürün araştırması olsun, gelip bir şeyleri monte/demonte etmek olsun, her şey üyeler tarafından topluca yapıldı. Ben gerçekten o dönem, ara ara etkinlikleri gazlayıp, sıkışık olduğunda ortama bir takvim çıkartmak ve insanlara “Aidat verin” demek dışında pek ‘başka kimsenin yapmadığı’ bir şey yapmadım. İzmirCon toplantıları, FRP ve Warhammer oyun günleri, TÜSOT turnuvaları, Magic etkinlikleri, her biri üstlenen kişinin sorumluluğunda aktı gitti. Yalnızca tek bir temel sorun vardı, ki ondan ileride bahsedeceğim zira hala devam ediyor, geri kalan her şey, zamanla sayısı 50’ye yaklaşan bilinçli üye ile sıkıntısız bir şekilde çözüldü. Arada sürtüşmeler oldu, küsenler, gidenler, Kule’den nefret edenler de oldu tabi ama sonuç olarak kalmak isteyen herkes aramızda bir şekilde varlığını sürdürmeye devam edebildi.
Daha sonra dernekleşme süreci geldi; biraz zamanı geldiği için, biraz da zorunluluktan, işler resmiye binmeye başladı. Vergiler, aidatların takibi, tüzük gibi artık bizim kararımızda pek olmayan etmenler derneğin sırtına bir yük olarak binmeye başladı. Yönetim Kurulu ve Denetim Kurulu adında iki mekanizma tekrar zorunlu hale geldi, ki zaten tekrar kalabalıklaşan Kule’de, varlıkları biraz daha zorunluydu. Dernek olduğumuzdan beri Yönetim ve Denetim Kurulları ihtiyaç duyulduğunda görevlerini yerine sürekli getirdiler, mekanizmalar ve üyeler gerektiğinde birbirini dürttü. Zaten öyle sık sık da ihtiyaç olmuyor bu “Kurul”ların iş yapmasına. Zaten insanlar istedikleri organizasyonları düzenli şekilde yürüttüğü, topluluğun ortak koyduğu kurallara uyduğu sürece olmamalı da. Son 2 yıla kadar sürekli Yönetim Kurulu’nda olan insanlar organizasyon düzenliyordu, Kurul’da olmayan üyeler pek aktif değildi, nadiren yapılıyordu etkinlikler; son 2 yılda bu kırıldı, 5-6 senedir yapmadığımız bir LARP gerçekleştirdik, arada bir kaç iş için (bunlardan başlıcası Alaybey’e taşınma) “Task Force” adı altında, herkesin eğlenceli ajan ismine sahip olduğu imece çalışan gruplar bir araya geldi. Bir sürü insan sürüyle FRP falan oynattı, daha çok insan sorumluluk almaya başladı. Mordheim’lar oynandı, birileri Age of Sigmar’ı gazladı, liste uzar gider.
Sonuç olarak seçilme hakkı eninde sonunda “iş yapma fikrinden” ya da vaatlerden değil, yaptığınız şeylerden geliyor diye düşünüyorum.
Önümüzdeki Dönem İçin Planlarım:
Bir kalıcı problemden bahsetmiştik, ne olduğunu söylemeden, ona hala girmiyorum ki okumaya devam edin. Önümüzdeki 2 yılda planlarımın arasında, Kule Sakinleri’nin mümkün mertebe, Dernek dışında etkinlikler yapması öncelikli olanlardan bir tanesi. Geziler zaten olacak herkes çok istiyor, ben de destekliyorum ancak bunun dışında; lise ve üniversitelerde tanıtımlar, paneller verip, oyunların kısa birer demolarını yapmak, farklı organizasyon ve yapılarda dernek üyelerinden gönüllülerin yer alması (Mesela son 1-2 haftadır konuşulan, Valilik destekli bir Kemeraltı Treasure Hunt fikri var) ve Kitap fuarı gibi yerlerde dernek standı açmak var. Bunun yanında, bu biraz daha yönetimdense, kişisel olarak yapılabilecek şeyler olarak, tanıtım etkinliklerini sıklaştırmak, daha düzenli FRP oyun günü yapmak, LARP’ları en azından insanlara LARP yapıyoruz dediğimizde kanıtlayabileceğimiz kadar yapmak gibi amaçlarım var.
Asıl can sıkıcı konumuz ise temizlik. Dükkanın açılması ve Kule Sakinleri’nin her gün açık olması, insanlara her istediğinde gelebileceği bir mekan ve oyun oynayabilecek birilerini bulma imkanı sağlamasının bir eksi tarafı var ki; temizlik. Çok gözle görülmüyor olmasının sebebi sürekli ortalığı temizleyen bir ya da iki kişinin olması, ki bu yıllardır böyle, bundan önceki mekanda da Ruhi, Aylin ve ben (kurullarda olmalarından bağımsız olarak) girip ayda bir, iki ayda bir her yeri toptan bir temizlerdik. İnsanlar da ellerinden geldiğince yardım ederdi. Zaman geçtikçe, insan sayısı ve etkinlik sayısı arttıkça bu tek başına yeterli olmamaya başladı. O zamanlar KAZ sistemi sağolsun, ortalığın düzenli bırakılması için birilerine sorumluluk veriliyordu, şimdi mekan büyüdü, bir ya da iki kişinin her şeyi gözetleyemeyeceği duruma geldik. Temizlik ve düzen konusunda yeni dönemde, olası büyük değişiklikler yapmayı planlıyorum. Artık insanlar Kule’den ayrılırken arkalarında daha fazla “çöp” bırakıyor, çöp dolu olsa dahi taşmak üzere olan çöpün üzerine bakmadan çöp atıyor ve değiştirmek pek insanların aklına gelmiyor.
Büçkün ile oturup yeni mekanın artı eksilerinden bahsederken bu konuşuldu ve Büçkün, kendisi de dahil çoğu insanın bilincinde olmadan yaptığını kabul etti. Bunu değiştirip üyelere tekrar derneğin ortak kullanımını aşılamayı hedefliyorum. Amaç, birileri başkaları yapmadığı için zorunda hissedip yapmadan önce, bilinçli olarak bunu herkesin yerine getirmesi.
P.S: Şuraya not düşeyim de bunun için kafamda net bir yol haritası yok, zira göründüğünden daha kompleks bir şey anladığım kadarıyla, bu konuda da her türlü fikre açık olacağım, ancak eminim insanların ufak bir kısmı bile gönüllü olarak yardım etseler, bu iş oldukça hafifler. Teşekkürler.
İdeal Yönetim Kurulu:
Başlık biraz kötü oldu di mi, olsun, demek istediğim şey şu ki, Kule kurulalı 9 yıl geçti ve kurulduğunda 30 yaşında olanlar, şimdi kim bilir kaç yaşında (39 diyenleri duyar gibiyim). E bu sürede bir sürü insan da geldi gitti, bazıları kısa süre kaldı, bazıları yıllardır burada, sonuç olarak bir sürü jenerasyon üye topluluğumuzu oluşturmakta. Her ne kadar yaş farkı çok bariz hissedilmese de (hepimiz medeni insanlar olmayı başarmış olduğumuz için), ben farklı yaş gruplarından insanların YK’da olmasının, üyeleri pozitif yönde etkileyeceğini düşünüyorum. Hem herkesin kendi jenerasyonundan birileriyle konuşması oldukça daha kolay, hem de ortak yaş gruplarının biraz daha ortak dertleri olabileceği aşikar (yaşlılar mesela yan taraftaki gürültülü oyunun sesinin kısılmasını Burak’tan isterken, gençler de, oyun kulübünde gürültü olmasının normal olduğunu Efe’ye anlatabilir, sonra Deathmatch yaparlar gibi hayallerim var.) Onun dışında, derneğe iyi bakan, sadece etkinliklerle değil, derneğe gerçekten değer verdiğini her hareketi ile gösteren kişileri tercih etmekteyim. Seçeceğiniz kişiler, oyun oynamayı sevsin, oyun oynadıktan sonra bir sonraki oyunu oynayacak kişiye düzgün bir Kule bırakmayı da sevsin, sizin derdinizi dinlesin ama dert yandığınız kişiyi de dinlesin, size yardım etmeye çalışsın ama yaptığı şeyi sadece arkadaşınız olduğu için değil, Derneğin de yararına olacağı için yapsın. Etkinlik düzenlesin, bunu yaparken, ileride bu etkinliği düzenleyebilecek kişilere de önayak olsun.
Basitçe, toparlamak gerekirse, Kule Sakinleri son 8 yılda benim hayatımın büyük bir parçası oldu, pek çok insan da benim yetişmemde büyük roller oynadı. Derneğin bir yerlere getirilmesinde katkım olmasına olanak sağlandığı için oldukça müteşekkirim. Umarım ki bundan sonra da Yönetim Kurulu için çalışacak insanlar en azından önceki dönemler kadar, hatta daha fazla özen ve sevgiyi Derneğe ve üyelere gösterirler.
Sorularınız, eksik anlattığımı düşündüğünüz yerler, dilek, öneri, şikayet ve “Allah Belanı Versin” temalı yazılarınız için [email protected], Whatsapp, telefon, Facebook, SMS, telgraf kullanabilirsiniz.
“2017-2019 Yönetim Kurulu Adayı: Yakup Çakmak” üzerine bir yorum
Yorumlar kapalı.