Bu “Nasıl Olunmaz?” yazımızda, her FRP oyuncusunun hayalini kurduğu “Günün birinde oyun oynatmak, yani GM olmak” konusunu işleyeceğiz. Arkadaşlar, velev ki aklınıza bir fikir geldi, ki ilk FRP oyununuzun ardından gelecektir ve dediniz ki “Ben bunu oynatırım!”
İlk oyundan sonra olması çok önemli. Zira daha oynadığı oyuna vakıf olmayan tecrübesiz GM’ler herkes tarafından anlayışla karşılanacaktır.
Her neyse… Her şeyi düşündünüz ve kurdunuz. Dediniz ki mesela, bu insanlar böyle bir grup olsunlar, macera bu olsun, şurada böyle bir plot twist yapayım, herkes çok şaşırsın ben de milletin aklını alayım.
Bu gerçekten güzel bir düşünce. Öncelikle, elbette oynayacak insanlar bulmanız gerek. Bunun için ama sevdiğiniz kişilere haber verin ki sadece, oyun hakkında “dürüst” düşüncelerini sizden esirgemesinler. Mesela hikayeyi kurduğunuzdan bambaşka bir yola sokarlarsa ne yapacağınızı bilmediğinizi söylesinler. Bu şekilde sadece tek yönlü düşünmek, odaklanmanızı sağlayacaktır. Oyuncular da bir zahmet o kadar özgür iradeli olmasın canım.
Ya da hiç NPC düşünmeyin ki, yoldan geçen amcanın ismini sorduklarında isim bulamayıp “Walter White” deyiverin. Eki Eki diye güleceksiniz elbette, biliyorum. Ya da market koymayın köye örneğin. Ama oyuncular market var mı dediklerinde de sakın ola ki unuttuğunuzu belirtmeyin. En kötü “Var ama kapanmış, vah vah.” deyiverir, iyice kendinizi rezil edersiniz.
Bunların yanında mesela gidilen köyün nasıl bir iklimde olduğunu, nasıl bir çevreye sahip olduğunu da düşünmeyin. Böyle etrafı bembeyaz, küp küp sizin düşündüğünüz 3-5 görevle ilişkili ev olsun. Gökyüzü filan başka hiçbir şeyin de önemi olmasın. Oyuncular da kastırmasın, gidip laklak edeceklerine görevi yapsın. Böylece zamandan kazanabilirsiniz. Ayrıca FRP oynatıyorsanız illa ki bir dövüş, bir güreşmece olacaktır. Ekibin karşılaşacağı düşmanları öyle bir ayarlayın ki, gökten yıldırımlar düşürebilecek olsunlar. Böylece heyecan katabilirsiniz. Üstelik kim party-kill yapan bir GM’ye bayılmaz ki? Ya da alternatif olarak her attığınız zarı fail etmeye çalışabilir, zamandan daha da tasarruf edebilirsiniz.
Masada GM olduğunuzu unutmayın. O an, orada Tanrı sizsiniz ve oyuncular sizin kullarınız. Sizi “Abi o öyle olmaz ya.” diye düzeltmeye çalışanlara ise merhametli bir Tanrı edasıyla “Aaa, doğru. Kusura bakma.” diyerek ne kadar alçak gönüllü olduğunuzu gösterebilir, Tanrısı olduğunuz evrenden bihaber olduğunuzu saklayabilirsiniz. Karakterlerin de geçmişleri ile kat-i suretle ilgilenmeyin. Onlar görev için gelmiş, para peşinde koşan maceracılar. Mesela birinin geçmişinden bir karakter çıkarmayın sakın. Oyuncu gelsin, oynasın ve gitsin. Böylece düzenli, 1.5 sene süren, insanların hafızalarına güzel güzel kazınmış hikayeler yaratan sorumluluk sahibi insanlardan olmak yerine, tek oyunluk bir GM olabilir ve mutlu mesut yaşantınıza dönebilirsiniz.
Esen kalın.
Not: Plot twistinizin oyunun ilk 10 dakikasında kendini belli etmesine özen gösteriniz.