Siperler ve Sunaklar – Only War Campaign Ardından…

Aşağıdaki kayıt, askeri komiser Nikar Volnad’ın 301. Tümen’de görev yaparken Voluptua gezegenindeki savaşlar sonrasında günlüğüne yazdıklarından derlenmiş ve yıllar sonra komiserin şüpheli şartlar altında ölümünün ardından Engizisyon kayıtlarına aktarılarak şifrelenmiştir.

Bu yazacaklarımı kelimelere dökmenin bile belki de kafirlik ve suç olduğunun farkındayım; fakat artık umursamıyorum. Birilerinin yaşananları tüm çıplaklığıyla aktarması gerekiyor.

Birliklerimiz Voluptua Sunak Gezegeni yüzeyine iniş yapmaya başladığında ve gezegeni orklardan kurtarmak üzere savaşa girdiğimizde, bunun tüm sektörün kaderini belirleyecek gizli bir görev uğruna yapıldığından habersizdik.

Karargâh raporlarını derleyip aktarma görevi bende olduğundan, Catachan Binbaşı Quin’in görev raporlarını da okuma fırsatı buldum. Bunlardan öğrendiğime göre bu gezegen binyıllar önce, Eldar olarak anılan Xeno halkının bir ritüel gezegeni olarak kullanılmakta imiş. Burada sapıkça ayinlerini yürüten bu halk, sonunda Slaanesh olarak bilinen bir kaos tanrısını yaratacak çapta bir galaktik kırılmaya sebep olmuş. Bu kırılmanın yansımaları galaksinin belli köşelerinde halen görülmektedir. Voluptua gezegeni ve Calixis sektörünün tamamı da bu kırılmanın etkilerinin görüldüğü yerler arasında…

Görünüşe göre gezegendeki Eldar halkı üyeleri, bu etkilerden korunmak için kendilerini garip bir biomorph sürecinden geçirmiş ve günümüzde Voluptua’daki dağların zirvesinde görünen dev keçi benzeri varlıklara dönüşmüşler. Gezegende biriken kaos enerjisi ise binyıllar içinde göllerin altındaki toprağı kirletmiş ve burada, ayların hareketi ile sular çekildiğinde garip bir çamur tabakası belirmesine neden olmuş. Gezegende daha sonra evrimleştiğini tahmin ettiğimiz dev sivrisinek benzeri varlıklar ise bu çamurdan beslenerek gezegenin kendini kaos etkisinden korumasına yardımcı olmuş.

Fakat yine de Calixis sektörü geneline yayılan kaos etkisi, warp fırtınalarına yol açarak sistemde gezegenler arası yolculuğu çok uzun süre boyunca belirli dönemlerde imkânsız kılmış. Bugün Dark Eldar olarak bilinen Xeno halkının bazı korsan kaptanları, bu warp etkileri altında sektörde seyahat edilmesine olanak verecek bir çeşit usturlap geliştirmişler.

Yaklaşık bin yıl kadar önce ise, bir Rogue Trader ailesi üyesi olan Yued Marres, Dark Eldar korsanları ile bir anlaşma yaparak bu usturlabı ele geçirmiş. (Karşılığında ne verdiğini tam olarak bilemesek de imparatorluk ticaret rotalarından bazılarının şifrelerini Dark Eldar korsanlara teslim ettiğini ve belki de milyonlarca insanın bu zalimler tarafından öldürülmesine, kaçırılmasına veya köle edilmesine neden olduğunu tahmin etmek zor değil.)

Yine de usturlabın ele geçirilmesi, sektörün haritalandırılmasına ve böylece, imparatorluk tarafından fethedilmesine olanak sağlamış. General Drusus komutasındaki kuvvetler, sektörü büyük savaşlar sonunda kontrol altına almışlar. Bu sırada Voluptua gezegeni, warp fırtınaları etkisiyle burada toplanan heretik ve demonik düşmanların elinden kurtarılmış. Gezegenin ele geçirilmesinde en büyük etkisi olan üç kişi ise, kilisenin resmi tarih kayıtlarından farklı bir sona uğramış.

Kiliseye mensup bir akademik-rahip olan Amos, gezegende warp fırtınaları üzerine araştırmalarına devam ederken üstüne bombardıman yağdırılmış. Engizisyon üyesi Mordecai, gezegendeki kudretli demonik varlıklarla savaşırken kendi ruhu da kaos tarafından kirlenince yok edilmiş. Yued ise Voluptua’nın fethi sonrası gezegenin onun yönetimine bırakılmasını talep edince imparatorluk suikastçileri tarafından susturulmuş.

Tüm bu gelişmeler sonrasında resmi tarih yeniden yazılmış ve gezegenin ele geçirilmesinde katkıda bulunmuş bu üç kişi azizlik mertebesine yükseltilerek Voluptua’da onlar anısına manastırlar dikilmiş. Fakat biz bu manastırların aslında farklı bir amacı daha olduğunu öğrendik; manastırlar, usturlabın belirli aralıklarla gezegendeki kaos enerjisini çekebileceği noktalara inşa edilmişler. Belli yıllarda, usturlap büyük bir gizlilik içinde engizisyon tarafından Voluptua’ya getirilmekte, burada yeniden kalibre edilmekte ve Calixis sektöründe uzay seyahatlarinin yapılabilmesine olarak vermekte imiş.

Bu kalibrasyonların sonuncusu, geçen sene yapılması planlanırken büyük bir Waagh sonrası tüm sektör ork istilasına maruz kalmış. Voluptua da bundan nasibini almış, orklar gezegeni istila etmişler, usturlap kaybolmuş, manastırlar da işgal edilerek yüzbinlerce hacı öldürülmüş. Acil destek olarak bölgeye intikal eden Maccabian Janissaries birlikleri ise orkların sayısal üstünlüğüne dayanamamış ve kurtarabildikleri kilise rahipleri ve hacılar ile beraber gezegendeki sığınaklara saklanmışlar.

Bunun üzerine benim de üyesi olduğum 301. Tümen, daha kuvvetli bir güç olarak, uzun hazırlıklar sonrası gezegene gönderildi. Durumun vehameti karşısında, sonradan öğreneceğimiz üzere, bir Freeblade Knight (Iron Lady) komutanı olan bir barones de maiyeti ile birlikte gezegene gelmiş. Yalnız bu arada, usturlabın kayıp olması ve gezegendeki warp etkisinin bastırılamaması sonucu karanlık olaylar baş göstermiş. Azizlerin nefret dolu ruhları ölümden dönerek insanlara seslerini duyurmayı başarmışlar. Amaçları usturlabın gücüyle yeniden hayata dönmekmiş; fakat sesleri, warptan gelen demonik fısıltılara karışınca sığınaklarda onlara dua eden yüzlerce insan demonik etki altında kalmışlar.

Sığınaklardaki bu rahipler, hacılar ve askerler zamanla zihinleri bulanıp heretik kafirlere dönüşmüşler. Biz de kuvvetlerimizle manastırlara giden yolları açıp orklarla savaşırken bir süre sonra sığınaklardan kurtardığımız insanların bu demonik etkiye maruz kaldığını üzülerek fark ettik. Askerlerimiz, gezegendeki gizemli olayları çözmek için engizisyon tarafından erişimi kısıtlanmış kayıtlardan gezegenin ve azizlerin gerçek tarihini deşifre etmeye çalıştılar. Sonunda, gerçeklerle yüz yüze kaldığımızda, artık pek çok şey için çok geçti. Warp fırtınaları hepimizi tehdit edecek bir noktaya gelmişti, artık gezegende demonlar ve mutantlar görülmeye başlanmıştı ve sektörde uzay seyahati yapılamadığından takviye kuvvetler alamıyorduk.

Tüm bu vahim durum ortasında tek şansımız, usturlabın ve Aziz Mordecai’nin emanetlerinin elimize geçmiş olmasıydı. Bu sırada orklar yeni bir Waagh başlatmış, demonlar her yerde birliklerimize karşı saldırıya geçmiş, Dark Eldar korsanları da usturlabın başıboş kaldığını fark edip onu çalmak için bir hamleye yeltenmişti. Her yerden saldırı altındaydık. Bu karanlık anlarda barones siperlerimizi korumak için savaşırken, ben de küçük bir kuvvet ile usturlabın kalibre edilmesi için düzenlenen son bir operasyona katıldım. Tamamen körlemesine, warp fırtınasının ortasına daldık ve Aziz Yued manastırına gittik. Elimizde kalan 5 zırhlı araç ve 70 kadar kahraman imparatorluk askeri ile, usturlabı kalibre etmek için son bir saldırı düzenledik. Bu karanlık günde, Binbaşı Quin, Yüzbaşı Luther, Teğmen Talon ve Teğmen Jayce’in yanında savaşmış olmaktan gurur duyuyorum.

Warp storm içinde orkların demonlarla savaştığı, dark eldar korsanların usturlabı ele geçirmeye çalıştığı bu karmaşanın ortasında dövüşerek yolumuzu açtık ve manastıra ulaştık. Dev ork stompa savaş aracı ise son anda savaşa dahil olan baronesin yönettiği Knight tarafından alaşağı edildi. Sonunda usturlap kalibre edildiğinde, bir an için üç aziz de kanlı canlı olarak yanımızda vücut buldu. Fedakarlıklarımız ve imparatora olan inancımız, Aziz Mordecai ve Amos’un yeniden imparatora sadakatle bağlanmasını sağlarken, Yued’in ruhu tamamen kararmıştı ve üçü, tanrısal varlıklara dönüşüp mücadele ederken warpa geri çekildiler. Usturlap da kalibre edilmiş, warp fırtınaları azalmış ve uzay seyahati yeniden mümkün olmuştu.

O anda, acı gerçekle de yüzleşmiştik. Her ne kadar gezegeni kurtarmış olsak da engizisyon kanunlarını çiğnemiş ve yasak bilgilere erişmiştik. Sonumuz belki de bir engizitörün kurşunlarıyla ölmek olacaktı. Binbaşı Quin, bu gerçeği tevazu ile kabullendi. Yüzbaşı Luther ve Yarbay Tamarun ise, buna maruz kalmamak için, hızlıca gezegenden ayrılmak ve ikmal gemisini çalarak yaklaşık 2.000 kadar askerle kaçırmak üzere yola çıktılar. Bense, sonu ölüm bile olsa kaderine razı gelen Quin, Talon ve Jayce’in yanında kaldım. Sonradan duyduğum rivayetlere göre Luther, imparatorluktan bağımsızlığını ilan eden Dük Severus’un hakimiyetindeki bölgeye kaçmış ve artık onun hizmetine girmiş.

Biz beklerken, gezegene imparatorluk destek kuvvetleri, bir engizisyon gemisi ve bir Space Marines bölüğü intikal etti. Gezegende kalan demon ve ork unsurlar da bu kuvvetlerin desteğiyle yok edilmeye başlandı. Ben ve arkadaşlarım ise Calixis sektörünün en yüksek yetkililerinden olan Engizitör Pragan’ın huzuruna çağırıldık. Engizitör, beklediğimiz üzere, hızlıca suçlarımızı okudu, kayıtlara geçmesi üzerine savunma cümlelerimizi dinledi ve infaz edilmemiz için emrini verdi. Tam o sırada barones yanımıza gelerek duruma el atmasa, bu satırları yazacak kadar yaşayamazdım.

Barones, engizitörün hükmünü yeniden değerlendirmesini talep etti ve bizlerin onun emrinde olduğumuzu belirtti. Bunun üzerine de engizitör, üstümüzdeki infaz hükmünü kaldırdı. Bu olana kadar pek çok kahraman silah arkadaşımız, engizitörün yönlendirmesi ile kurşuna dizilmişti bile. Maalesef onları kurtarmaya vaktimiz ve yetkimiz olmadı.

Son konuştuğumda Quin ve Talon, ordudan ayrılıp baronesin maiyetine katılmış ve galaksinin başka bir yerinde başka bir tehditle mücadele etmek için hazırlık yapmaktaydı. Jayce ise gezegende kalarak hacıların yeniden güvenle buraya gelmesi için hizmet etmek adına kiliseye katıldı. Luther’le bir daha temas kuramadım, umarım iyidir ve güvendedir.

Böylece, Voluptua’da geçirdiğimiz o karanlık günlerin sonuna geldik. Usturlap yeniden kalibre edildi. İmparatorluk, sektörde ork işgalindeki diğer gezegenleri de kurtarmak için saldırıya geçmeye hazırlanıyor. Bizi gelecekte de şüphesiz yeni savaşlar bekliyor…

İmparator korur