Kemeraltı’nda Define Avı!

Merhaba!

Sanırım ilk yazım bu olacak bu formatta, sürç-i lisan edersem affola. Geçtiğimiz Pazar günü ‘Kentimiz İzmir Derneği’ ile güçlerimizi birleştirip bir define avı organize ettik, öncesinde sonrasında neler oldu, neden yaptık, ne kadar eğlendik buraya da bir not düşelim istedik.

Hikâyemiz ağustos ayında, Sergenç İneler’in Kule Sakinleri’ni bulup, vaktinde ODTÜ’de düzenlenen define avının bir benzerini Kemeraltı Çarşısı sınırları içinde gerçekleştirme fikri ile başladı. Burada neden sorusu akla gelebilir, öncelikli motif tabi ki Kemeraltı Çarşısı’nı gençlerin de kullandığı bir yer haline getirmek, sadece alış veriş için değil; kültürel ve sanatsal etkinliklerin de alanda yapılması için önayak olmak. Alkım’ın aracılığı ile hemen ufak bir toplantının ardından, çekirdek bir kadro toparlayıp çalışmaya başladık. Kentimiz İzmir Derneği ve Tarkem; tanıtım, reklam, izinler, çarşıda kullanılabilecek yerlerin tespiti gibi işlerle boğuşurken biz de oyunu hazırladık. Oyun hazırlığı Alkım’ın liderliğinde geçti, kısa sürede bir proje ve hareket planımız olmuştu ve neyi nasıl yapsak daha şık görünür, çok sevimli gönüllülerimizi nasıl mutlu ederiz gibi konular konuşulmaya başlandı ki işin asıl keyifli kısmı da buymuş gibi geliyor bana biraz.

Biraz perde arkası bilgi vermek gerek diye düşünüyorum bu noktada, özellikle maddi işler ve oyunun adilliği ile ilgili biraz saydam olmak adına; söylemek ne kadar gerekli emin değilim fakat bu etkinlik hiçbir kar amacı gütmeden, toplanan tüm katılım ücreti ve fazlasını ödül olarak dağıtma fikri ile başladı ve öyle de oldu. Oyun için seçilen bölgelerin alanda eşit bir dağılımı olmasına, yarışan takımların ziyaret ettikleri noktaların bölgede homojen bir biçimde dağılmış olmasına, her takımın toplam yürüdüğü mesafenin birbirine yakın olmasına ve soru zorluklarına ayrı ayrı dikkat ettik, oyunu 4 saat gibi bir sürede bitireceğimizi öngörerek hareket ettik, birinci gelecek grubu ise bundan çok daha erken bekliyorduk.

Son birkaç güne gelene kadar, birçok platformda reklam yapılıyordu, bir Kemeraltı tanıtım broşürü ve konsepte uygun bir harita hazırlanmıştı. Tüm biletlerin tükenmesi durumunda bile yeterli olacak birbirinden farklı rotalar hazırlanmıştı. Gönüllülerimizle görüşüp Pazar günlerini bize ayırmalarını rica etmiştik ve biz de son 48 saatte hazırlık dışındaki tüm işleri askıya almıştık. Cuma günü sabahından Pazar etkinliğin başlangıcına kadar, hem ağustostan beri birlikte çalıştığımız arkadaşlar ile hem de birkaç gün önce aramıza katılan arkadaşlarla, oyun süresince her şeyin yolunda gitmesi için elimizden geleni yaptık. Buradaki en büyük engel tabi ki ilk kez böyle bir işe kalkışmanın verdiği tecrübesizlik ve doğru beklentilerin olmaması şüphesi oldu, neyse ki hiçbir büyük şanssızlık ile karşılaşmadan altından kalktık.

Pazar sabahı geldiğinde 9.00 civarında buluşmuş son dakika kontrollerini yapıp gün boyu yapılacak işlerin üzerinden geçiyorduk bile. 10.30’da kayıtları açmak için bir grup ayrıldığında biz başka bir grup ile kim nerede ne yapacak konularının üzerinden tekrar geçip, turuncularımızı giydik ve alanda son bir tur ile nokta hakemlerimizi, sonraki 5 saatlerini geçirecekleri noktalara bıraktık. Bu an kafamda hala “ya galiba yapıyoruz define avını” diye geçiriyordum ben. Sonraki 5 saat bolca koşturma ile geçti, nokta hakemlerimize gerektiğinde yardım etmek, kumanya dağıtmak, yarışmacılara yol tarif etmek gibi türlü işler ile sanki yarım saat içinde her şey bitmişti.

Birinci olan takımımız (Takım 52), oyunu 2 saat gibi kısa bir sürede tamamladı, biz de oyun oynamaya gelen insanlar oyun oynamaya devam etsin diyerek, bir saat kadar daha define avını sürdürdük. Gelen arkadaşlar ile sohbet edip, atıştırmak ile geçen saat öncesinde tabi ki birinci gelen gruba son 3 gündür birikmiş bulaşıkları bir temizleyip, 14 tane de sarı bonibon bulmak gibi görevler verildi, her noktada istenilen ufak tefek şeyler gibi (opera söylemek, halay çekmek, rubick küp çözmek vb.)

Birinci gelen grubun yıkadığı bulaşıklar 🙂

Sonuç olarak bizim için feci keyifli ve bir o kadar yorucu birkaç gündü, gönüllü arkadaşların keyif aldığını ve yarışan takımların eğlendiğini görmek ise hepimizi mutlu etti. Tüm katılımcılara, Kentimiz İzmir Derneği’ne, Kule Sakinleri Derneği’ne, sınırsız koşturma içinde bu iş içinde koşturup bu etkinliğin böyle sorunsuz ve planlandığı gibi gitmesini sağlayan, Halis Hakyemezoğlu, Sergenç İneler ve Alkım Öztürk’e, bizimle çalışan tüm gönüllülerimize ve renk katan tüm yarışmacılara ayrı ayrı bir sürü teşekkürler!

Etkinliklerimiz ve eylemlerimiz sürecektir, yine bekleriz.