Nasıl Olunmaz: Âşık

Evet arkadaşlar bir sevgililer günüyle daha karşı karşıyayız. Kimi için iyi kimi için lanet okutan şeyler hatırlatan bu gün sadece bizleri değil, oyunlarda canlandırdığımız karakterleri de derinden etkilemiştir. Sonuçta o ejderhayı ya da delirmiş imparatoru yenmek bile bir karakterin başına gelebilecek en zor düşmanı alt edebilecek kadar deneyim puanı sunamaz:  Âşık olmak ya da âşık olan başka biriyle uğraşmak.

Kimimizin karakteri kendini intikama o kadar çok kaptırır ki aile kurmak, dostluklar edinmek gibi şeyleri unutur ya da ihtiyaç duymaz. Ama her zaman o maceracı grubunun içinde o âşık zamanını beklemektedir. Belki de intikam dolu karakter ölü eşinin öcünü almaya o kadar kendini kaptırmıştır ki hikâyeye yön verdiğini fark etmez ya da sadece kız tavlamaya…

Tıpkı Edward Himmelmann adındaki sıradan bir devlet müfettişinin karısının ölümünü kabullenemeyip ruhunu kendisine bağlaması ve yaşadığı yerin büyü kullanımı konusunda katı kuralları olmasına rağmen onu her özlediğinde ulu orta çağırması gibi.

Ya da grubunuzdaki kadın düşkünü büyücü aldattığı kadının ne kadar güçlü olduğunu anlayamayıp onu kaba bir şekilde bıraktıktan sonra koskoca campaigne yeni bir büyük düşman katması ve onu alt edene kadar durumu kavrayamaması gibi.

Ya da sizi koruması gereken güçlü bir kurt kadının sevgilisinin yerini öğrenince onu görmek için ortadan toz olması ve oyuncuları ölüme terk etmesi gibi.

Karakterlerimizin veya GM’lerin verdikleri bu kararlar oyunlarda hem eğlenceli hem de korku dolu anlara yol açabiliyorlar.

İlk oynattığım campaign’de çok çapkın olmaya çalışan büyücü karşısına çıkarttığım ne kadar kadın NPC varsa onunla şansını denerdi. O zamanlar hem yeni bir GM olduğumdan hem de oyuncular geyik ve ciddi arasında gidip gelmekte çok sıkıntı çekmediklerinden olacak, büyücünün çapkınlıklarına karşı özel önlemler almaya başlamıştım. İlk başta klasik metotlardan biri olan “Eyvah, abim.”  seçeneğini denedim. Şansı hem zarlar hem de diğer oyuncular sayesinde o kadar yaver gitti ki hala düşünüp dururum. Ondan sonra bulundukları bir şehirde görev almaları gereken bir büyücü okuluna gittiklerinde etrafı inceleyen büyücümüz yapılan onca büyüden ve tonlarda sihirli eşyadan önce okulun neredeyse hepsinin kız öğrencilerden fark etmesiyle birlikte şansını tekrar denemesi uzun sürmedi. Fakat ne tatlı dili ne de büyü yeteneği onu kurtarabilmişti büyücü okulda kim varsa bu adamı küçük düşürmek için ellerinden gelen her büyüyü yaptılar.

Ben bile işe yarayacağını düşünmüştüm…

Gel gelelim ünlü Klan Turnuvasına kendi hünerlerini sergiledikten sonra izleyicilerin arasına karışan büyücümüz bulduğu güzel bir kızı kendisinin bile inanamayacağı hızda ikna eder ve onu bir randevuya götürür. Her şey iyi gitmektedir. Ta ki büyücümüz kendini yorgun hissetmeye ve karşısındaki kadının form değiştirdiğini anlayana kadar. Neyse ki burada da zarlarla olan şansım ve diğer oyuncuların atikliği devreye girmiş ve en azından bu hanımefendiyi uzak durmaya ikna edebilmişlerdi. Bu sefer de kadın büyücüye baskı yapmaya başlamış, cazibesi ve sözleriyle kaçamayan büyücümüz şehirde dost olduğu ve kazıkladığını zannettiği bir iksir ustasına danışmayı düşündü. İksir Ustası ona dostluğundan ötürü güzel bir yardım sundu elbette, iki tane iksir vermişti biri o kadının ondan tiksinmesini sağlayacak diğeri de kadın ısrar ederse onun tamamen uzaklaşmasını garantileyecekti.

Ve böylece bayanlar ve baylar, kendi GM tuzağıma düşmüştüm.

Sorun şuydu ilk iksir içenin aurasını değiştiriyor, onun çapkınlık denemelerinin ters tepmesini ve yanlış kişiyi etkilemesini sağlıyordu. Böylece ne zaman birine ilgi duysa geri çevrilecek ve alakasız kişiler tarafından ilgi görecekti. Bu iksirin etkisini hisseden korkulu kadınımız biraz geri çekilmiş fakat kendisini alıştırmıştı. İkinci iksir ise kişinin belli bir antidot olmadan cinsiyet değiştirmesini sağlıyordu. Kendini akıllı sanan ben bu iki iksirle birlikte oyuncumu kontrol altına alabileceğime inanıyordum. Maalesef ki oyunlara ders yoğunluğumdan ötürü devam edememiş hikâyeyi devam ettirmesi için bir arkadaşıma bırakmıştım. Neler olup bittiğini sorduğumda cevap hep büyücümüzün yine çapkınlığa devam ettiği olmuştu. Kötü haber ise oyuna dönmemden hemen önce geldi. Anlaşılan büyücümüz grup üyelerinden biriyle kavga etmiş ve sonunu uçurumda bulmuştu. Her ne kadar izlediğim yolun bir işe yaramadığını öğrenmek beni şaşırtmasa da ona hak ettiğine inandığım sonu verememek beni de üzmüştü.

GM’lerin karakterlerin âşık olduğu insanları canlandırdıkları zaman oyuncuyla girdikleri ilişki bazen o kadar etkileyici ki. Yazının başında bahsettiğim karakterim olan Edward’ın hayaletini yani karısını canlandıran GM’im ve benim aramda geçen diyaloglar gerek gerçek bir evli çift gerek utangaç yeni sevgililer gibi olunca diğer oyuncularla harika anlar yaşamamıza sebep olmuştu.

“Hayatım, dikkat et zarar görmeni istemem.”

“Merak etme canım, şimdi kafasına bir vururuz bir şeyimiz kalmaz.”

FRP de aşık olma meselesi her zaman gerçekten ilgimi çeken bir çok internet yayınında hoş örneklerini gördüğüm bir konu olmuştur. Bu konularda kendimce diyebileceğim şey ise: Darısı başıma.

Kutlasanız da kutlamasanız da sevgililer gününüz kutlu olsun. Kendinizin ve karakterinizin korku ve zafer dolu maceralarında iyi bir yol bulması dileğiyle.

Hoşça kalın!

 

Mehmet Dilsiz