Yatırım Tavsiyesi Değildir: Edogawa Ranpo / Aynalar Cehennemi ve Diğer Öyküler

Uzun zaman sonra merhaba! Açıkçası işlerimin yoğunluğunun artması ve her sene daha çok hissedilen delirtme potansiyelinin çoğalmasıyla birlikte, değil kitap kapağını açmak, bir kelime kitap dahi dinleyemez olmuştum. Neyse bu durum geçiciydi ve sonunda da sezon ortasını güzel bir kitap dinleyerek getirdim.

Edogawa Ranpo – asıl adıyla Tarō Hirai – 1894 doğumlu bir Japon edebiyat eleştirmeni ve yazar. Japon modern edebiyatında dedektiflik ve gizem unsurlarını işleyen öncü bir yazar olarak tanınıyor. Modern batılı dedektiflik hikayelerini Japon kültürüyle harmanlamasıyla Türk edebiyatından Peyami Safa’nın -Server Bedi mahlasıyla- yazdığı Cingöz Recai serilerine benzer işler çıkardığını söyleyebiliriz. Edogawa Ranpo, 1947 yılında Japon Gizem Yazarları Derneği’ni kurmuş ve 1955’te kendi adını taşıyan Edogawa Ranpo Ödülü’nü başlatmıştır. Bu ödül, Japonya’da gizem edebiyatının en prestijli ödüllerinden biridir. Ayrıca yaratmış olduğu Kogorō Akechi isimli dedektif karakter, tuhaf kişilik özellikleri ve bakış açısındaki mizahi ve zeki unsurlar sayesinde Japın edebiyatında ikonik karakterlerden biri olmuştur.

Kitabın ismini veren ilk öyküde, iç bükey ve dış bükey aynalara saplantılı zeki bir adamın, bu saplantısını sonunda kendini çıldırtacak bir deneye dönüştürmesini tüylerimiz diken diken olarak dinliyoruz. Öykünün başlangıcından itibaren adamın yakın arkadaşının anlatısıyla şahit olduğumuz bu hikayede, karakterin yavaş yavaş aklını yitirmesini ve tehlikeli bir hale dönüşümünü dikkatle izliyoruz. Şahsen, öykünün sonunda bu karakterin bir katil olmasını bekliyordum, Ancak yazar, bu korkunç zekanın sonunda sadece kendine zarar verdiği bu senaryoda beni beklemediğim bir ters köşeye yatırdı.

Sonraki öyküleri de dinlerken, “Japon gotik edebiyatı, böyle bir yazın olabilir mi?” diye uzun uzun düşündüm. Gotik edebiyatının sıkışma ve korkunçluk temasını insan düşünce ve duygularının içinde yankılandırmak harika bir fikir. Mezarlık ve korkunç sahneler değil de, yalnız ve savunmasız bireyler tasvir etmek, tuhaf, zor farkedilir cinsel sapkınlıklar ve bunların sonuçlarını tüyler ürpertici bir şekilde yansıtmak… İşte bunlar Japon edebiyatında ero-guro diye tasvir edilen, erotik ve grotesk akımın tam karşılığıdır. Gotik özelinde kalelerde hayalet gördürmeyen, ama insan ruhunun içinde dolanan terörü tarifleyen bir yazın. Bu, zamanına göre, tek kelimeyle: BÜYÜLEYİCİ!

Kitabın kalanında 99 kişiyi öldüren ve asla kanuna yakalanmayan tuhaf bir adamı, bir köy dolusu kadının çocuk düşürme mevsimiyle nasıl başa çıktığını, abisinin ve eşinin resmiyle seyahat eden bir adamın yaşadıklarını, çok parası olduğunu söylenen yaşlı bir kadının cinayetini ve benim en çok hoşlandığım öykü olan, koltuk-adam’ı okudukça, bu tuhaf öykülerdeki derin huzursuzluk ve terör hissini iliklerinizde hissedeceksiniz.

Sonsöz; Ranpo’nun hikâyeleri sizi tehdit etmiyor gibi gelebilir ama aslında sessizce zihninize giriyor ve ihtimallerin korkunçluğunu usulca gözler önüne seriyor.
Yatırım tavsiyesi değildir; ama ürperti ve korku garantilidir.


Görsel kaynakları :