Merhaba sevgili okurlar!
Son zamanlarda İsekai türündeki animelerde bir kalite düşüşü fark ettiniz mi? Ben ettim ve bu durumu sizinle paylaşmak istedim.
Öncelikle, isekai nedir bir hatırlayalım. Japonca’da “başka bir dünya” anlamına gelen isekai, karakterlerin kendi dünyalarından farklı bir evrene geçiş yapmasını konu alan hikayelerdir. Bu tür, fantastik öğelerle dolu olup karakterlerin yeni dünyaya uyum süreçlerini işler.
Son dönemde, isekai animelerinde özgünlükten uzak, daha önce izlediğimiz yapımların zayıf taklitleriyle karşılaşıyoruz. Örneğin, “Botsuraku Yotei no Kizoku dakedo, Hima Datta kara Mahou wo Kiwametemita” (“Yıkımın Eşiğinde Bir Soyluyum, O Yüzden Büyüde Ustalaşmayı Deneyebilirim”). Bu anime, çöküşün eşiğindeki bir asilzade ailesinin beşinci çocuğu olan Liam Hamilton’ın, büyü yeteneklerini geliştirerek ailesini kurtarma çabasını anlatıyor. Ancak karakter gelişimi ve hikaye derinliği konusunda ciddi eksiklikler var. Benzer bir tema işleyen “Hachi-nan tte, Sore wa Nai deshou!” (“Sekizinci Oğul Mu? Bu Bir Şaka Olmalı!”) animesinin zayıf bir kopyası gibi duruyor. Ana karakter ve abisi arasında olan çekişmenin işlenişi, “build-up” dediğimiz olayların üst üste binmesi gibi şeyler Botsuraku’da çok kötü işlenirken Hachi-nan tte’de çok güzel işlenmişti. Aynı şekilde büyü yeteneklerini geliştirme ve ailesinin büyücü olma ihtimali ile dalga geçmesi ve bir yandan bundan şüphe duyması gibi hususlar diğer örnekte olduğu kadar iyi aktarılamamış.
Bir diğer örnek ise “Headhunted to Another World: From Salaryman to Big Four!” (Japonca: “Salaryman ga Isekai ni Ittara Shitennou ni Natta Hanashi”, “Başka Bir Dünyaya Transfer Edilen Maaşlı Çalışan: İblis Kralın Dört Generali Arasına Katıldım”). Hikaye, sıradan bir çalışan olan Dennosuke Uchimura’nın başka bir dünyaya çağrılarak Demon King’in dört büyük generalinden biri olmasını anlatıyor. Ancak karakterlerin ve olay örgüsünün yüzeyselliği büyük bir hayal kırıklığı yaratıyor. Ana karakterin yeteneklerini ortaya koyacağı olayların işleniş hızı veya empati kurma yeteneğinden kaynaklı gözlemlediği durumları kullanırken ki acelecilik bizim karakterler ve durumlar ile empati kurmamızı engelliyor. Empati yeteneği yüksek karakter yansıtırken seyircinin de aynı empatiyi beslediğine emin olacak şekilde sahnelerin ve karakterlerin derinleştirilmesi lazımken şip şak olaylar tamamına eriyor.
Tabii ki tüm isekai animeleri için aynı şeyi söylemek haksızlık olur. Özgün ve yenilikçi yapımlar da mevcut. Örneğin “Re:Zero kara Hajimeru Isekai Seikatsu” (“Re:Zero – Başka Bir Dünyada Sıfırdan Başlamak”), kahramanın “zamanı geriye alma” yeteneğiyle klasik isekai formatını değiştirerek psikolojik gerilim sunuyor. Bir diğer yenilikçi yapım ise “Mushoku Tensei: Isekai Ittara Honki Dasu” (“Mushoku Tensei: Başka Bir Dünyada Ciddi Olmak”). Bu anime detaylı dünya inşası ve karakterlerin hayatlarını dönüşümüyle türü özgün bir seviyeye taşıyor.
Oyun sektöründe gördüğümüz senaryo ve diyalog derinliği eksikliğinin animelere yansıması beni üzüyor. Popüler türlerin artışı maalesef kalite yerine kâr odaklı yaklaşımların benimsenmesine yol açtı. Bu durum hem izleyici hem de sanatsever olarak rahatsız edici. Yine de umudumu kaybetmek istemiyorum. Yapay zeka teknolojilerinin doğru kullanılmasıyla kaliteli yapımlara daha kolay ulaşabileceğimize inanıyorum. Ayrıca yapay zeka verilerinin sanatçılar ve geliştiriciler tarafından doğru bir şekilde kullanılarak özgün yapımları desteklemesi en büyük dileğim.
Özel Göze Ünyayar
Görsellerin referansları:
Kapak Görseli: https://www.randomanime.org/anime/botsuraku-yotei-no-kizoku-dakedo-hima-datta-kara-mahou-wo-kiwamete-mita/
1. Botsuraku Yotei no Kizoku dakedo, Hima Datta kara Mahou wo Kiwametemita
2. Salaryman ga Isekai ni Ittara Shitennou ni Natta Hanashi
3. AI kullanarak ISEKAI türü betimlemesi