Fer – Bölüm 1 “Kıyamet”

– Baba, tekrar anlatsana şu hikayeyi.
– Oğlum, geç olmadı mı? Yarın çok işimiz var, biliyorsun.
– Başka türlü uyuyamıyorum ki ama.
– En başından mı?
– En başından.
– Peki o zaman. Ehem, ehem.

“Kıyametten önce her şey çok farklıymış. Günü aydınlatan güneş, akşam yüzünü gösteren ay ile, durmadan ve hiç sıkılmadan gökte yükseliyormuş. O zamanlar büyücülerin ‘taş’lara ihtiyacı yokmuş. İnsanlarınsa şimdi üretmeyi unuttuğu ama o zaman adeta ustası oldukları ‘cevher’ ile yaptıkları dev gibi makineleri varmış. Bir gün, bu iki ulus birbiriyle bitmek bilmez bir savaşa tutuşmuş. Kimileri bu savaşın 100 yıl, kimileri daha uzun süre devam ettiğini söyler. Ne zaman başladığı bilinmese de, bir gün bitmiş.

Kıyamet gelmeden önce, insanlar büyücüleri yenmenin bir yolunu bulmuş. Daha büyük makineler yapmak çare olmamış. Çünkü bilim dedikleri büyüleri, büyücülerinkini alt edemiyormuş. Bu yüzden insanlar büyücülerin büyüsünü ortadan kaldırmak istemişler. Bunun için de, büyülerin kaynağı olan güneşi ve ayı yok etmeye karar vermişler, ya da en azından, büyücülerin ‘kutsal’ dediği bu ışığa ulaşmasını engellemeye. İnsanlar, bir gece yeni makinelerini çalıştırmışlar. Bu makine o kadar büyükmüş ki, koca kaleler yanında çakıl taşı gibi görünürmüş. Ve o akşam, insanlar planlarını uygulamışlar. İşte o geceden sonra, güneş bir daha gözükmemiş.

Büyücüler, büyülerini yenileyemiyor, büyü yapacak gücü bulamıyormuş. Savaş bitmemiş, ama savaşacak büyücü kalmayınca elbet bitecek diye düşünmüş insanlar. Savaş bitmemiş, ama kazanmışlar. Ya da en azından kazandıklarını düşünmüşler.

Büyücüler, içlerinde kalan son büyüleri ile intikam almak istemişler. Onların büyülerini alan insanlardan, cevherlerini alacaklarmış. Gözünü intikam hırsı bürümüş öfkeli büyücüler, son ama çok güçlü bir büyü yapmak için toplanmış. Efsaneye göre 12 büyücü 72 gün boyunca durmaksızın büyüyü tamamlamaya çalışmışlar. Gücü biten büyücünün yerine bir başkası gelmiş. Ve en son 360. büyücü geldiğinde büyülerini tamamlamışlar. Amaçları cevherden kurtulmakmış, ama öfke ve intikam hırsı ile olabilecekleri düşünmemişler. Belki de umursamamışlardır.”

“İşte o zaman, oğlum, kıyamet kopmuş.”