Kule Seçimleri – Kurullar Ne İş Yapıyor? ve Neden Aday Olmalısınız?

Dernek olarak reklam yaptık, elimizdeki sosyal medya enstrümanlarıyla üyelere ulaşmaya çalıştık ama haberiniz yok ise, Kule Sakinleri seçimleri önümüzdeki günlerde gerçekleşecek.

Tüzük ve seçimlerin yapılmasıyla ilgili bilgiye ihtiyacınız var ise kulesakinleri.org adresinde, içerisinde sadece üyelerin ulaşabileceği kısımda mevcut. Yeri bilmiyorsanız da bir mesaj atmaktan çekinmeyin.

Azıcık seçimlerin nasıl olduğundan ve dernek yapımızdan bahsedeyim. İki yılda bir yapılan seçimlerde beş kişilik Yönetim Kurulu(YK) ve üç kişilik Denetim Kurulu(DK) seçiliyor. Bu seçimlerde de her üyenin beş YK üyesi oy hakkı var, üç tane de DK için var. YK seçimler sonuçlanıp belirlendikten sonra, kendi arasında yaptığı ilk toplantıda Dernek Başkanı’nı seçiyor. Kısacası en yüksek oyu alan kişi dernek başkanımız olmak zorunda değil. Tüm dernek kararlarını Yönetim Kurulu kendi içerisinde belirlediği yöntem ile alıyor.

Diğer dernek organı, Denetim Kurulu ise, üyelerin atılması dahil tüm disiplin kararlarını almak, şikayetleri dinlemek ve istediği her soruyu sorup, yönetimi rahatsız edip, düzeltilmesini takip etmekle sorumlu. Çok uzattım ama kısacası iki taraflı güçler ayrılığı var. Yani Dernek Başkanı veya YK her istediğini yapamıyor. Denetim Kurulu direk Başkan dahil herkesi görevinden edebiliyor, ama hiçbir icra/iş yapılmasına karar verme yetkileri yok.

Maalesef genelde pozisyonlara çok az aday olduğundan, seçimler bayağı sıkıcı geçiyor. Hatta iki önceki seçimde oylama yapmak zorunda kalmamıştık. Üzücü bir olay denebilir; çünkü rekabet olmayınca seçilen kişiler üstlerinde az sorumluluk hissedebilirler. Diğer taraftan “bu durum dernek için çok iyi” gibi de yorumlanabilir sanırım. “Dernek gayet iyi yönetiliyor diye genel bir görüş var” da denebilir. Hani üyeler memnun sonuç olarak diye düşünülebilir.

Yazı yazılırken beş kişi YK(Yönetim Kurulu) adayıydı. Yakup, Burak ve ben görevimize devam etmek istediğimizi belirttik. Deniz ve Büçkün ise yeni adaylar. Denetim Kurulu’nda ise henüz tek aday var. Alkım aday oldu, eski DK’dan hiç kimse tekrar aday olmadı. Ben ne kadar aday olsa o kadar iyi olur tarafındayım. Ne kadar çok yönetimiyle ilgili kişi olursa, topluluk o kadar gelişebilir diye düşünüyorum.

Neden aday olmalısınız?

i) Topluluk yeni bir mekana ve formata geçerek muazzam bir değişim geçirdi ve geçiriyor. Artık sürekli açığız ve durmadan yeni arkadaşları aramızda görünüyoruz. Yeni sorunlar, alışılmadık durumlar çıkıyor ve yeni yöntemlere/geleneklere ihtiyacımız oluyor. Yeni mekan ile gelenlerin, yeni katılımcıların veya artık daha sık ziyaret eden üyelerin sözlerinin topluluğun geleceğinde daha yüksek sesi olmalı diye düşünüyorum. Bunun için de YK’da yeni jenerasyondan birilerinin olması harika olur.

ii) Artık daha büyüğüz ve maddi olarak kısmen daha rahatız, bu da yeni formatlarda etkinlikler yapabileceğimiz anlamına geliyor. Kısa bir süre önceye kadar aylık kiramız için uğraşırken artık kasada para var. Bunları makul bir şekilde harcalamalıyız. Yeni etkinlikler düşünmeli ve katılımı arttırmalıyız. Bu da yeni fikirleri olan insanlarla daha iyi olacaktır diye düşünüyorum.

Kedi de var evet.

iii) Katılımcı sayımız geçmişe göre yüksek ve yükselmeye devam ediyor. İzmirCon kendi başına üç bin kişiyi topluyor. Katılımcı sayımız arttığından ve biz de biraz derneği geliştirdiğimizden belediyeler ve başka topluluklar ile daha fazla bağlantımız var. Bu da yapılabilecek etkinliklerin çeşitliliğini ve sayısını arttırıyor. Beraber yapılabilecek etkinlikler ancak ve ancak iyi organizasyon ve yeni fikirleri olan kişilerle ilerler. YK üyesi olmanıza şüphesiz gerek yok fikir beyan etmek veya projeyi yürütmek için, ama yönetimde yer alırsanız bu tür çalışmaları daha kolay yürütebilirsiniz.

iv) Sonuncusu ve bence belki en önemlisi kişisel seviyede gelişmek için aday olun derim. Sonuçta insanların bir yönetim içerisinde yer alması, bazı işlerin bir tarafından tutması, becerememesi, sorunlarla karşılaşması, uğraşması bireysel gelişim için çok önemli diye düşünüyorum. Kule (İzmirCon ile beraber) kendimi de aralarında gördüğüm, çok sayıda kişiye eğlence ve iyi zaman dışında, organizasyon becerisi kazandırdı. Çok da iyi işler çıkarttık. Gelin beraber iyi iş çıkarmaya devam edelim.

İzmirCon’un afişinin çizeri sağda, ortada çizdiği karakter, solda karakterin cosplayi.
Burak yazmıştı yorum olarak; “İzmircon’un nereden nereye geldiğini gösteriyor” diye.

Belirttim ama kendimi tekrarlamakta yarar var. Kule’de etkinlik yapmak için, YK’da olmanıza gerek yok. Diğer taraftan, hem sorumluluk alırken kolaylık olur, hem de işlerin ilerlemesi müthiş hızlanır.

Kule Sakinleri Türkiye’de alt-kültür üzerine bir gelenekselleşme sağlamış ve maddi olarak ayakları yere basan sayılı dernekten birisi. Geçmişte birçok topluluk kurulsa da, şu anda İstanbul’daki Karargah Derneği hariç, an itibariyle kurumlaşmış bildiğim bir yapı yok. Çok sayıda amatör geek haber bloğu, Youtube kanalı, frp toplulukları, sayısız cosplay sitesi, vs. olsa da, tüzel dernek değiller. Bu tür yapıları kurmak çok zor işler ve gelenekleştirmek ise müthiş zaman istiyor. Kopyalamak ve kendi değerlerini yozlaştırmak dışında kültür yaratmakta oldukça başarısız toplumumuzda bu tür oluşumlar çok değerlidir. Biz artık onuncu yılımızı geçtik ve hala beraber büyüyoruz. O yüzden bu topluluk değerli ve önemli diye düşünüyorum. Gelin bu değerin büyütülmesinin parçası olun.

NOT: Eğer 6-7 aday olsaydı, “Neden oyunuzu istiyorum” tadında bir propaganda yazısı yazacaktım. Hani yeni dönem planlarımdan bahsedecektim. Aday sayısı artarsa, yazmak zorunda kalırım diye umuyorum. 🙂