Path to Exile: Barcelona’ya Gidemeyenlerin Şehri – Madrid

Path to Exile serimizdeki üçüncü yazıya hoş geldiniz hepiniz arkadaşlar. Bu sayımızda yine dernek üyelerimizden Göker Erol ile gidip sizin için gezdiğimiz Madrid’i ve biz orda olduğumuz sürede tesadüfen düzenlenen GP Madrid’i inceleyeceğiz. Hem de iki sayıdır; GP var ama başka yazıya diye diye sizin aklınıza kazıdığım “GP nedir?” sorusunu artık biraz açacağım. Sorun bakalım neden açacağım? Çünkü yazabileceğim çok fazla şey olmadı. Bir yolculuğu az olaylı geçirmeyi başardım.

Evdeki Hesap – Çarşı Denklemi

Evet arkadaşlar kafamızdaki plan ile hikayeye başlıyoruz:

9 Eylül Çarşamba gecesi blablacar’dan ayarladığımız bir araç ile İstanbul’a gidiyoruz, sabah 8 gibi İstanbul’a varıyoruz, kahvaltı ediyor, Pegasus’ta bir iki saat laflıyoruz, İstanbul Atatürk Havalimanı’na gidiyor ve Madrid’e uçuyoruz (Cem Yılmaz’ın bununla ilgili söyleyecek bir kaç şeyi olabilir). Madrid’de yer ayarlamadık zira motel ve hosteller bol sayıda ve ucuz. Random bir yere kendimizi atıyoruz ve ardından ver elini Plaza de Sol! Çok çok geç yatmıyoruz ki yarın zamanında GP’de olabilelim.

Ve şimdi gerçekler:

Saat 12’de buluşmamız gerektiği halde blablacar abilere ulaşamıyoruz. Yarım saat daha bekledikten sonra birer otobüs bileti alıp Otogar’a gidiyoruz otobüse biniyoruz. Uyumak falan hak getire. Zira çocuk. Göker şöyle açıklıyor durumu:

Göker vs. Çocuk

Sabah ‘otobüsün de servisinin de’ diyerek tahmin ettiğimizden daha geç bir saatte İstanbul’a vardık ve su böreğimizi yedik. Pegasus Oyuncak‘a gidip sohbetimizi ettikten sonra -kimse yoktu aslında, Göker biraz sızdı falan koltukta-, Havaalanına doğru yola çıktık. Uçuşumuz Iberia Airlines uçağıylaydı. %99 oranla zamanında kalkıyorlarmış. Neyse ki biz %1 olduğumuzdan hemen rötarımızı almayı başardık.

Havaalanı

Madrid’e indikten sonra Hostel bulmak için aranmaya başladık. O da nesi ki her yer ya dolu diyor ya da inanılmaz fiyatlar çekiyor. Bir kaç saatimizi “Do you have a room for 2 for tonight?” diyerek geçirdikten sonra uygun fiyatlı iki kişilik oda bulmayı başardık. Odada bir tane çift kişilik bir tane tek kişilik yatak, iki tane komidin bir tane de duşakabin var. Evet odada, evet duşakabin. Evet şeffaf kapaklı. Odanın fotoğrafını çekmek travmadan dolayı aklımıza gelmedi. Odaya eşyalarımızı hızlıca attıktan ve bir kaç tane kızla konuşma çabamız sonucu terslendikten sonra soluğu Magic’ten daha ekonomik bir çözüm olarak gördüğümüz kumarhanede aldık. Göker 5’er euro kaybettikten sonra Sol meydanını gezdik, akşam yemeği, bir kaç bar ve otele dönüş.

Grand Prix – Friday Trials

Grand Prix mekaniklerini yavaş yavaş anlatmaya başlıyorum ancak bu sefer kendi gözümden (Judge/Hakem) değil, bir oyuncunun gözünden anlatacağım bir Grand Prix’de neler yapılacağını. Şimdi bu Grand Prix denilen olaylar; Avrupa, Asya ve Amerika’da ayrı ayrı olmak üzere yıllık yaklaşık 12’şer tane düzenlenen çok büyük etkinlikler (1500+ katılımcı), Magic’in Premier etkinliklerinin en çok katılımcılısı şüphesiz.

Peki noluyor burada diye soruyorsanız, bir adet ana etkinliğimiz var. Bunun formatı, dolayısıyla turnuvada kullanılabilecek kartlar aylar önceden belli oluyor. İnsanlar çalışıyor hazırlanıyor falan. Hiç durmadan devam eden de yan etkinlikler var. Bir sürü Magic the Gathering artisti, imzalar, hiç bir yerde bulamayacağınız Magic ürünleri, ünlü oyuncularla röportajlar ve bazı sunumlar da bulabileceğiniz etkinlikler arasında. Ayrıca hiç durmadan başka turnuvalar başlıyor ana turnuva devam ederken, elenen ya da geç gelen oyuncular için.

Ancak şimdi en baştan alalım; Cuma günü ana etkinlik yok maalesef. Cumartesi başlayan ana etkinlikte diğer oyunculardan önde başlamak istiyorsanız ya önceki sezonlarda Grand Prix’lerde çok fazla puan toplamış olmanız ya da bir Grand Prix Trial kazanmanız lazım. Cuma günü her 32 kişi dolduğunda başlayan bu Grand Prix Trial’lara katılabilirsiniz, aynı zamanda dünyanın her yerindeki Magic dükkanları da ayda 1 kere GP Trial düzenler, yani daha önceden kazanıp da oraya gitmek mümkün.

Welcome #GPMadrid

Grand Prix’leri sanılanın aksine oyunu üreten firma olan Wizards of the Coast düzenlemiyor, takvimi belirledikten sonra genelde büyük organizasyon firmalarına devrediyor. Grand Prix – Madrid; Avrupa’da daha bir sürü büyük MtG etkinliği düzenleyen Tournament Center tarafından düzenlendi. Mesela aşağıdaki Liliana Cosplay’i yapan arkadaş da Tournament Center çalışanlarından Nina isimli bir arkadaş. Bütün Magic oyuncuları kendisine hasta çünkü Liliana cosplayi yapıyor.

Sağdaki Nina, soldaki bildiğimiz Göker.
Sağdaki Nina, soldaki bildiğimiz Göker.

Böyle şeyler var işte. Bir nevi ufak çaplı, MtG ağırlıklı convention gibi düşünebilirsiniz. Genelde cuma günü Trial’lar gece yarısına kadar, hatta bazen daha geçe kadar sürüyor. Magic oynamak isteyene sınır koyulmuyor diyebilirsiniz.

Grand Prix – Saturday Main Event

Evet arkadaşlar, genelde saat 9 itibari ile (İspanya olunca biraz gecikebiliyor tabi) asıl etkinlik başlıyor. Kayıt olmuş herkes masalarını arıyor, binlerce kişinin maçlarını bulmak için oluşturduğu kalabalık gerçekten görülmeye değer. İlk gün 9 round oynanıyor. Turlar yaklaşık bir saat, bir saat on dakika kadar sürüyor. Bu da akşam 7-8’e kadar Magic oynanması demek. Bu boyuttaki etkinlikler sadece iyi deste yapmayı, kıvrak zekayı ve dikkati değil; direnci ve dayanıklılığı da ölçüyor (Bir önceki yazımda GP Lille’de havalandırmanın bozuk olduğunu ve 42 derece sıcakta oynayan oyuncular olduğunu söylemiş miydim? Unuttum mu yoksa?). Her roundu kazanan 3 puan alıyor, kaybeden 0. Berabere kalmayı başarırsanız 1 puan. Aynı futbol gibi. Çok kolay. İlk gün sonunda 21 puana ulaşan kişiler ikinci güne katılmaya hak kazanıyor. Bu da 2 maçtan fazlasını kazanırsanız keyifle yan etkinliklere geçebilirsiniz demek. Üzülmeyin ama zaten 2. güne kalmak büyük bir olay. Gelmişken böyle bir etkinliğe keyif almaya bakın. Havayı solumak bile yetiyor.

Bu arada bugün de yan etkinlikler devam ediyor; eğer ana etkinlikten elendiyseniz ucuz olan etkinlikler var, her 8 kişi katıldığında başlayan draftlar var. Takım arkadaşınızla beraber oynayabileceğiniz Two-Headed Giant’lar var. Takım arkadaşını onlar vermiyor, siz getiriyorsunuz. Siz elendiğiniz halde bütün arkadaşlarınız ana etkinlikte oynamaya devam ediyorsa, yoldan birini çevirin. Magic’ciler ısırmaz diyemem ama çoğu uysal sayılır.

Grand Prix – Day 2/Top 8

İkinci gün çoğu oyuncu için yan etkinliklere devam demek. Özellikle Super Sunday Series diye bilinen ve her Grand Prix’te bir tane düzenlenen etkinliği kazanmak sizi Seattle’daki senede bir düzenlenen Sunday Super Championship’e gönderebilir. Biletler Wizards’dan.

Onun dışında casual/regular turnuvalardan, bir gün önceki sert mücadele ortamıyla yeterince tatmin olamamışlar için competitive turnuvalara kadar her türlü yan etkinliği bulmak mümkün. Ama gelin biz ana etkinliğin devamına bakalım;

Sadece yetenekli, tecrübeli ve dikkatli oyuncuların katılabildiği, -belki bir tırnak da şans- belki yüz belki yüzelli kişinin mücadele ettiği Day 2 artık profesyonel bir etkinlik. Bunun anlamı, “Madem ikinci güne kalamadım, bari izliyim” diyen arkadaşların oyunlarda bir hata görseler bile oyunu durdurmamaları hatta sessiz olmaları, hakemlere haber vermeleri gerektiği. Aman diyim ağzınızdan bir şey kaçırmayın.

İkinci gün ana etkinlikte 6 round daha oynandıktan sonra ilk 8 belli oluyor. İlk 100’e para ödülü var bu arada. Birinciye 4000 $. 2 gün oyun oynamak için iyi bir bahane sanırım. İlk 8’in olayı sadece para değil tabi ki; ikinci güne kalan herkes ayrıca Pro Point alsa da (Bu normal oyuncu ile “cool” oyuncuyu birbirinden ayıran bir puan çeşidi, bende 0 var mesela) ilk 8’e kalan 8 kişi (evet matematik tutuyor) bir sonraki Pro Tour’a katılım hakkı da kazanıyor. Peki nedir bu Pro To… şaka şaka.

Çeyrek finalden itibaren aşağı yukarı bütün maçlar canlı yayından izlenebiliyor. İzleyici olarak kameranın göreceği açıda durursanız size arkadaşlarınız el sallayabilir. Bi de masada oturanlar var tabi. Bu arkadaş Aleksa Telarov, o masada oturanlardan galip çıkanı GP Madrid’de. Dikkatli bakarsanız diğer top 8 oyuncularını da görebilirsiniz.

Ana etkinlik bittikten sonra yavaş yavaş yan etkinlikler de kapanmaya başlıyor. O sırada bir sürü eşya taşıyan adamın arasında kendinizi yapayalnız bulursanız, Madrid sokaklarına kendinizi vurup bir sonraki GP’yi bekleme zamanınız gelmiş demektir.

Path to Exile’ın bir sonraki sayısında: Grand Prix Brussels ve Grand Prix’de Hakemlik Yapmak.

Path to Exile: Barcelona’ya Gidemeyenlerin Şehri – Madrid” üzerine bir yorum

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir