Vita et Mors Bölüm 3

1167579bigthumbnail

 

Leydi ve Deniz Canavarı

Zırhlı grup etraftan yükselen sinirli çığlıkları duymaksızın ilerlemeye devam ediyordu. Başlarında duran kişi diğerlerinden daha da dikkat çekiciydi. Zırhı çok daha ağır görünüyordu, miğferinde büyük boynuzlar vardı sanki bir boğadan direk alınmış gibi ama asıl dikkati çeken bir yağmur ormanı kadar koyu yeşil renkte olan pelerininin üzerindeki mamut iskeletiydi.

“Gidin buradan Mastardonlular! Buraya uğursuzluk getireceksiniz!”

Aldırış etmeyen askerler, diğer savaşçıların yanına gidip leydiyi dinlemeye başladılar. Gitgide alandaki insan sayısı azalıyor, Mastardonlu askerlere yönelik tüm konuşmalar muhafızlar tarafından azaltılıyordu. Toplanma alanında kalan az insanla birlikte leydi öne çıkıp yeniden konuşmaya başladı.

”Evet cesur maceracılar hareket etmediğinize göre bize yardım edecek kadar da cömertsiniz. Dostum Pier’in dediği gibi bize yardım ederseniz; belki de aradığınız ya da dilediğiniz bir şeyi de yerine getirebiliriz.”

Leydi bunu dedikten hemen sonra yavaşça elini kaldırıp parmaklarını şıklattı. Platformun önünde birden tepelerce altın ortaya çıktı. Kalanlardan bir iki kişi ve istemese de dikkati üzerine çeken bir halfling o tepelere koştu ama tuttukları altınlar kayboldu. Yenilgi hissiyle geri dönen halfling biraz homurdandıktan sonra sakinleşti.

“Bundan daha ilginç ve ulaşılamaz bir isteğiniz de gerçekleşecek. Eğer limanlarıma, ordularıma ve halkıma sorun çıkartan şu lanet şeyi yok ederseniz!”

Kendini tutamayan halfling bağırarak:

“Bir ahtapotu, hele sudaki bir ahtapotu nasıl öldürmemizi bekliyorsunuz? Şahsen ben yüzerek savaşabileceğimizi sanmıyorum. Su altında nefes alıyor musun? Ya sen?”

Leydinin ciddiyeti bir anda bozuldu, biraz güldükten sonra yeniden ciddileşerek devam etti;

“Kaptan Edward Thatch size yardım edecektir. Bir korsan bile olsa artık elimizdeki en iyi kaptan ve mürettebat onda. Ayrıca kaptan, umarım anlaşmamızda sizin içinde bir sıkıntı yoktur.”

Kalabalık arasından şık giyimi, kapkara sakalı ve üçgen şapkasıyla korsan olduğu çok belli olan bir adam ileri çıktı. Düşünülenin ve görünenin aksine keyifliydi.

“Tabii ki Leydim. Ben ve mürettebatım, o lanet yaratığı alt etmek için size her türlü yardımı sağlamaya hazırız.”

Duyduğundan gayet memnun olan Leydi:

“Güzel, öyleyse! Maceracılar, sizin gibi cesur insanların adları olmalı, mesela sen küçük dostum adın nedir?”

Küçük lafına alındığı apaçık olan halfling ileri çıkar:

“Tobin ve lütfen küçüğü kullanmasak.”

Leydi bir yandakine döner:

“Peki ya sen elf?”

Biraz tersliyormuş gibi duyulsa da :

“Borvenas”

Verilen cevabın üslubundan kısmen memnun olan Leydi orka döner.

“Drualnay.”

Ve sonra da gizemli savaşçıya;

“Peki senin adın nedir gizemli savaşçı?”

Kapüşonunu bile indirmeden kafasını hafifçe kaldırır:

“Zen…”

Leydi, Mastardonluya dönerek:

“Peki ya sen Mastardonlu?”

Ağır zırhın bir iki şıngırtısı duyulduktan sonra içinden genç ama kalın bir erkek sesi yükselir:

“Axewell, bunu unutmazsanız iyi olur leydim. Sizinle görüşmemiz gereken bir şey var.”

Leydi herkesin adını aldığından emin olduktan sonra maceracılara döndü ve iyi şanslar dileyerek kaptana onları gemiye götürmesi için rica etti. Arkasını dönerek platformdan indi ve ortadan kayboldu. Kaptan Thatch hiç bir şey olmamış gibi öne çıkıp maceracılara yolu göstermeyi teklif etti. Grup şehrin sakin sokaklarını geçtikten sonra limana ulaştı. Ancak son saldırılardan sonra pek fazla gemi kalmamıştı. Sadece bir gemiye erzak götürülüp boş kutular çıkarılıyordu. Kaptan gururla maceracılara dönerek şöyle dedi;
“Evet dostlar, gemime ve yeni bir maceraya hoş geldiniz.”

Bu öykü dizisi, Kule Sakinleri’nde tarafımdan oynatılan uzun soluklu bir FRP macerasının anlatısıdır. 

Birinci bölüm için tıklayınız.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir