Vita et Mors Bölüm 2

maxresdefault

Şehrin Yardım İsteği

Zorla ilerleyen insanlar kendilerini küçük, düz bir alanda buluyorlardı. Bu düz alanın arkasında sakin deniz uzanıyor, önündeyse tahtadan bir platform duruyordu ama ilgiyi çeken ne görkemli denizdi ne de tahta platform. Platformun gerisinde yükseklerde görülebilecek en görkemli şato duruyordu.

İnsanlar durmadan birbirlerine çarpıp küfürler ve özürler havada uçuşurken platforma iki adam çıktı. Biri duruşunu hiç bozmuyor, asil bir şekilde kalabalığı süzüyordu.  Diğeri biraz daha enerjikti; gözleri hiç durmuyor, sırıtıyor ve sürekli ince bıyığıyla oynuyordu. Parlak zırhı birkaç kişinin ilgisini çekmişti. Düzgün görünüşlü olan öne çıktı:

“Hoş geldiniz savaşçılar. Sizin gibi silah tutabilen herkese ihtiyacımız var. Az önceki gemiyi batıran şey yüzünden şehir batmak üzere. Bu konuda bize yardım etmeye kim gönüllü?”

İnsanların arasından şikayetler yükseldi.

“Kendi canımı bir canavara verecek değilim!”

“Ben sadece bir çiftçiyim, elimde yaba var diye beni savaşçı sandılar.”

Ve onca şikâyetin arasından en merak edilen soru yine o elf tarafından yükseldi.

“Peki, bizim kazancımız ne olacak?”

İkinci adam öne çıktı:

“O dostlağrım, tağbi ki de iyiğ bir ödül alacaksınız.”

Kalabalık bu cümleyi duyduktan sonra sessizleşmişti. Kimi ödül lafını duydukları için kimi de bu adamın kendisi kadar gösterişli aksanını çözmeye çalıştıkları için susmuştu. Adam, kalabalık anladı mı anlamadı mı diye kontrol etmeden konuşmaya devam ediyordu. Bir ara duraksayıp aksanı için özür diledi ve bir çeşit ders aldığından bahsetti. Kalabalık yavaş yavaş dağılmaya başlamıştı. Muhafızlar insanları durdurmaya çalışsa da sayıları azdı çok kişiyi engelleyemiyorlardı. Geriye iki elin parmağı geçmeyecek insan kalana kadar da devam etti. Tam son kişiler de çıkacaktı ki nereden olduğu belli olmayan bir kadın sesi duyuldu:

“Pier, Wayne bırakın da ben bir kez daha deneyeyim.”

Kimse bu kadının daha önce orada olduğunu fark etmemişti. Genç bir kadındı, uzun, parlak ve beyaz saçları vardı. Güzelliği kalan herkesi etkilemişti. Pier yaklaşıp kadının elini öptü.

“Hoş geldiğniz, Leydim.”

Leydi sadece hafif bir gülümsemeyle karşılık veriyordu ama gözü kalan maceracıların üzerindeydi. Tam konuşmaya başlayacaktı ki dışarıdan yuhalamalar yükseliyordu.

“Gidin buradan sizi inançsızlar!”

Maceracılar alana giren yeni figüre odaklanmışlardı.

Bu öykü dizisi, Kule Sakinleri’nde tarafımdan oynatılan uzun soluklu bir FRP macerasının anlatısıdır. 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir